phpKF - php Kolay Forum  
Ana Sayfa  |  Yardım  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
Forumunuz Hayırlı olsun yenilendi

Resim Ekleme

Bu Sayfadaki Bilgiler 04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı
Bu Sayfadaki Bilgiler 04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" Uyarınca Gerekli Durumlarda İletişim Sağlanabilmesi İçin Eklenmiştir. Lütfen Gerekli Durumlarda Kullanınız... İbrahim uzun Esatpaşa mah 3.demiryollu 1201.sk no:28 menemen/izmir/Türkiye email :Uzun_70@hotmail.com
Forum Ana Sayfası  »  ATATÜRK
 »  1. EĞİTİMİN KONUSU : ATATÜRK’ÜN

Yeni Başlık  Cevap Yaz
1. EĞİTİMİN KONUSU : ATATÜRK’ÜN           (gösterim sayısı: 1.023)
Yazan Konu içeriği

boşluk

lovepowerman
[lovepowerman]
lovepowerman

Kullanıcı Resmi

Kayıt Tarihi: 13.09.2010
İleti Sayısı: 2.589
Şehir: İzmir
Durum: Forumda Değil

E-Posta Gönder
Web Adresi
Özel ileti Gönder

Konu Tarihi: 18.09.2010- 16:16
Alıntı yaparak cevapla  


1. EĞİTİMİN KONUSU : ATATÜRK’ÜN CUMHURİYETÇİLİK ANLAYIŞI

2. EĞİTİMİN HEDEFİ :
A. Eğitilecek Görevler : Atatürk’ ün Cumhuriyetçilik Anlayışını öğretmek .
B. Eğitimin Maksadı : Atatürk’ün cumhuriyetçilik anlayışı konusunda personelin bilgi edinmesini sağlamak.
3. ÖĞRETİM:
Cumhuriyetçilik ,Türk inkılabı içindeki anlamıyla sorumsuz yönetim duygusunun kaldırılmasıdır yönetim işi milli egemenliğe dayanan meclislerden çıkacak yasalarla yapılmaktadır bu yönüyle cumhuriyetçilik milliyetçilik ve halkçılıkla sıkı sıkıya bağlıdır .
Cumhuriyetçilik devlet yaşamında yönetimde bu yönetimin işleyişinde Türk ulusunun istencinin egemen kılınmasıdır günü ve geleceği için karar verme yazgısını belirleme ve saplama hakkı milletindir milletin devletin toplumun yönetimi sınıflama ailelerin toplumsal gurupların eline tek el,ine bırakılmaz ulusun tüm bireyleri yönetime etken olarak katılmalıdır toplum olayların karar oluşturma karar verme yetkisine sahiptir .Türk inkılabında 28 EKİM 1923 ÜN Cumhuriyetin kuruluşunun özel bir yeri ve anlamı vardır .
1 kasım 1922 DE Saltanat kaldırılmıştır 29 EKİM 1923 te de Cumhuriyet ilan oluşmuştur saltanatın kaldırılması altı yüz yıllık yönetim biçiminin kişisel yönetim geleneğinin yasal olarak sona erdirilişidir .
1.ATATÜRK DÜŞÜNCE SİSTEMİNDE CUMHURİYETÇİLİK KAVRAMI
Atatürk düşündüğü yönetim sisteminin şeklini şekli hükümet cumhuriyet olacaktır sözleriyle ilk olarak
Erzurum kongresinden önce Mazhar müfit Kansu’ya söylemiştir Türkiye de cumhuriyetin kurulacağını
Batıda ilk olarak fark eden Tite.Times gazetesi 22.EYLÜL 1919 tarihli sayısında Anadolu hükümetinden Sivastaki Anadolu cumhuriyeti’’olarak bahsedilmiştir 1921 Anayasasında egemenliğin ulusa ait olduğu ve T.B.M.M. :nin ulusun tek ve genel temsilcisi olduğu belirtilmek suretiyle sadece cumhuriyetin adı konulmamıştı bunu takip eden yıllarda ortaya çıkan bunalımlar neticesinde cumhuriyetin ilan edilmesi zorunlu hale geldi.
Atatürk cumhuriyeti Türk ulusunu çağdaşlaşmaya götürecek tek rejim olarak görüyordu çünkü cumhuriyetin ilan edilmesiyle sadece siyasi yapı değişmemiş bununla birlikte toplumsal hukuksal ve sosyal alanlarda modern bir düşünce yapısı doğmuştur öncelikle Osmanlıca dan vaz geçilerek dilin sadeleşmesi sağlanmıştır dilde yapılan yenileşme ile o zamana kadar ulusun eline verilmeyen ve başkaları tarafından kullanılan egemenlik ulusa verilmiş bu suretlede özgürlükçü ve demokratik düzene doğru bir adım at8ılmıştır ayrıca cumhuriyetle birlikte bütün vatandaşların ırk din mezhep farkı gözetilmeksizin kanunlar karşısında eşit olduğu ilkesi yerleştirilmiştir Atatürk cumhuriyet ‘’fazilettir ‘’diyerek bu rejimin toplumda namuslu ve faziletli insanların yetişmesini sağlayacağını belirtmiştir .
Atatürk,ün bundan sonra gerçekleştireceği devrimlerin temeli Cumhuriyet oluşturur .o Türk ulusunun laiklik ve demokratik düzene geçmesini sağlamak için Cumhuriyeti ilan etmiştir .
Atatürk,ün Türkiye,de cumhuriyetin kurulması hakkındaki Sözleri:
(27.9.1923) NEVE FREIE PREESE Muhabirine demeç hakimiyeti milliye gazetesinde şöyle yer alır .Atatürk teşkilatı esasiye kanununda hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu yaşama ve yürütme yetkilerinin milletin tek temsilcisi olan mecliste toplandığı ve böylece cumhuriyetin kurulduğunu belirterek Türkiye,nin yenileşmesinin ve ana yasanın oluşturulmasının henüz tamamlanmadığını bu anı yasada bazı düzeltmelerin yapılamasının gerekli olduğunu söylemiştir
Türkiye’de de Avrupa ve Amerika’da ki Cumhuriyetlerde olduğu gibi parlemento bulunduğu yalnız bizde yasama ve yürütme güçlerinin T.B.M.M.’de olduğunu ve gerekli düzeltmelerin yapılmasından sonra Cumhur başkanı ve başbakan ile bakanlarda oluşan bir hükümet in kurulacağını belirtir. Türkiye’nin baş kenti neresidir ? sorusuna da Ankara olacaktır diye cevaplandırır.
( 04.12.1923 ) Tercuman _ı hakikat baş muhabirine verdiği demeç :
“ İstanbul halkı son yıllarda çok elemli ve felaketli dakikalar geçirmişlerdir. Onlar elde ettikleri özgürlüğün değerini taktir etmektedirler. Her zaman masum insanları baştan çıkarmak için uğraşanlar olmuştur böylelerin in sözlerine kulak asmamak onlara verilecek en iyi cezadır. Bir aralık Konya’ya gittiğim de onlara da kötü niyetli kişilerin sözlerine aldanmamalarını söyledim ancak önerim faydalı olmadı ve kötü sonuçlar meydana getirdi. Hiçbir kabahati olmayan bu insanların zarara uğramaları beni son derece üzdü.
Biz cumhuriyeti bedava kazanmadık onu elde etmek için çok kan döktük mudafa etmek içinde hazırız. Bizler fikre samimi ve yasalara uygun olduğu sürece saygı duyarız bu ülkede dünyada hiçbir milletin başına gelmeyen bir felaketten yıkık dökük kuruldu. Canımızı zor kurtardık düşman her tarafı yıkıp geçti bütün bunları yeniden inşa edeceğiz ve kısa sürede ülkede emniyeti kuracağız bu emniyet en gelişmiş ülkelerde olduğu gibi gerçekleştirilecektir.
Ülke bu mutlaka modern ve çağdaş bir şekilde yenilenecektir. Halk da bu yeniliklere açıktır. Toplum zengin ve rahat yaşamak istiyor, komşuların rahatını görerek fakir olmak ağır geliyor. Gelişmek için yolumuza çıkanları ezip geçeceğiz dünyadaki gelişmelerin dışında kalamayız.
2. ATATÜRK’ ÜN CUMHURİYET DÜŞÜNCESİ :
Atatürk’ün cumhuriyet düşüncesini kendi yaptıklarına ve söylediklerine bağlı olarak açıklarken onun genel görüşünden uzak kalmamalı dünya görüşünün ulaştığı boyutlarda cumhuriyet için söylediklerini bir bütün içinde yorumlamalıdır. Onun genel cumhuriyet düşüncesinin çevresi çizildikten sonra dayandığı ilkeler belirlenerek ayrıntılara inilmelidir.
Atatürk’ ün düşünce yapısını oluşturan öğelerin başında dünya tarihi ve siyaset gelir. Askerlik eğitiminin yanı sıra hem geniş tarih okumuş hem de düşümsel eserlerin taramasını yapmıştır. İnsanlık tarihinde meydana gelen tüm büyük olaylar Türk tarihi ve büyük düşünürlerin yapıtları ve sistemleri hakkında bilgisi tamdır. Bu oranda geniş bir kültür yapısına sahip bulunmasaydı kendi dünya görüşü ve toplumsal düşüncesini bilimsel olarak ortaya koyamazdı. Mustafa Kemal içi ve dış olayları iyice değerlendirmiş Türk toplumu için uygun hale getirmiştir.
Atatürk’ün genel cumhuriyet anlayışını kendi dünya görüşüyle birlikte ele almak daha sağlıklı sonuçlar verecektir. Bu sebeple Türkiye nin cumhuriyetini kurmanın ve geliştirmenin yolu olan diğer ilkeler cumhuriyetçilik ilkesinin tamamlayıcısıdır.
Atatürk cumhuriyetçi bir düşünür’ dür. Hem genel düşünce yapısında hem de söylevlerinde cumhuriyetçilik en başta gelen öğedir. Ancak onun bu yönü zaman ve olaylar içinden geçerken aşama aşama gelişmiş ve belirginlik kazanmıştır. Kuracağı cumhuriyet ülkesini doğal ve tarihsel gerçeklere dayanarak çizdiği sınırlarla belirleyen Atatürk Anadolu halkının da yapısı gözden uzak tutmamıştır. Onların arasındaki tüm ırksal sınıfsal ve düşünsel ayrılıklara karşı çıkarak çizilen ulusal sınırlar içinde kendisini Türk gören herkesi vatandaş olarak saymış ve hepsine eşit değer vererek hiçbir ayrıcalık uygulamaya yönelmemiştir.
Yeni kuracağı devletin ülke ve halk öğelerini tarih bilim ve gerçeklerin verdiği derslerin ışığında belirleyen Atatürk cumhuriyetçiliğini yeni bir aşamaya ve örgütlemeye götürebilmiştir.
Atatürk öğrencilik yıllarında başlayan ve belirli bir sere sonra uygulama olanağı bulan bu fikirlerine karşı gelenleri sürekli savaşmış ve zaman geçtikçe bu yolda girişimde bulunmaktan çekinmemiştir. Cumhuriyeti hukuksal bir düzen olarak ilan etmeden önce o kurumun ve düzenin koşullarını hazırlamıştır. Cumhuriyetçilik Mustafa Kemal Atatürk’ ün düşüncesinde Osmanlı düzeni ve imparatorluk yanlılarına karşı kullanılacak bir silahtı. Bu bakımdan cumhuriyetçilik ve ulusçuluk bir birlerini bütünleyen ilkelerdi imparatorluk yıkılınca cumhuriyetçilik ve ulusçuluk imparatorluğa karşı modern anlamda bir devlet oluşturmada kullanılmış ve bunda başarılı olmuştur. Atatürk e göre ulus egemenliğini en iyi ve sağlam yönleriyle temsil eden ve uygulayan devlet biçimi cumhuriyettir. Ona göre cumhuriyette karşı gelişebilecek tehlikeler rejimin ortadan kaldırılması biçiminde siyasi müdahaleler bunun içinde müdahalelere karşı güvence olarak yürütme ve yargı güçleri gereklidir. Cumhuriyet yeni bir devlet biçimi olduğu kadar çağdaş bir toplum ve insan demektir. Çağdaş bir insan ve toplum her türlü yeniliğe ve gelişmeye açıktır.
Atatürk cumhuriyeti her zaman demokrasi kavramı ile ele almıştır. Ona göre cumhuriyet demokrasi ile yönetilen devlet biçimidir. O cumhuriyetin tanımını bile demokrasi ile yapacak derecede iki kavramı yan yana alırken biçimsel olarak kurulan cumhuriyet düzeninin yanı sıra demokratik bir rejime de zamanla aşama, aşama geçilmelidir der. Böylece cumhuriyet demokratik rejimle pekiştirilmeli ve yasalarla belirlenen halk egemenliği uygulanmalıdır. Demokrasinin gerekliliğinin bir nedeni yönetimlerin ve iktidarın parlemento da kesin bir biçimde denetlenmesidir.
Mustafa Kemal Atatürk ayrıca cumhuriyetin temeli olarak kültürü benimsemiştir burada kültürü uygarlık olarak ele alır. Uygarlıkları ele alan kültür bir anlamda uygar ülkelerin yönetim biçimi olan cumhuriyetlerin de yaratıcısıdır. Bu sebeple o kültüre çok önem vererek ve milli kültürü inkilapçı bir düzeyde tutarak sürekli gelişme yoluyla toplumun dinamizmini arttırmak istemiştir. Böylece çağdaş uygarlık düzeyine ulaşacağını hatta onun üzerine çıkacağını anlamış ve önermiştir. Bu sebeple kültürü cumhuriyetin temeli olarak görür. Ayrıca erdemliğe cumhuriyetim önemli bir özelliği olarak kabul eder. Hatta cumhuriyetin erdemlilik düzeni olarak tanımlar toplumsal anlamda kültür boyutlarına sahip bulunan cumhuriyet kişisel anlamda da erdem boyutunu getirmektedir. Kültür düzeyi belirli bir seviyeye gelmiş toplumlarda kişiler erdemli olmak zorundadır. M. Kemal’ e göre kültür düzeyinin getirdiği erdemlilik cumhuriyet yönetiminin kişilere yansıyan yönüdür. Erdemli insan aynı zamanda uygar bir insandır. Uygarlık düzeyinin çağdaş yönetimi olan cumhuriyet insanca yaşamanın düzenidir. M. Kemal‘e göre cumhuriyet kendi hukuksal düzenini de kurmak zorundadır. Ona göre çöken imparatorluğun yasaları ile cumhuriyeti yürütmek imkansızdır. Bu sebeple yeni rejim kendi anayasasını ve yasalarını getirmelidir. ( cumhuriyetin ilanından sonra 1924 anayasası hazırlanmış ve yürürlüğe girmiştir. ) düzene uygun hukukçularda yetişmelidir. Yetişen hukukçular ve çıkardıkları yasalar rejimin güvencesi olacaklardır.
Atatürk’ ün tanımına göre “ Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare ; Cumhuriyet idaresidir” çünkü cumhuriyet milli egemenlik idealini milletin irade ve egemenliğini vatandaşın devlete ve devletin vatandaşa karşı hak ve vazifelerini en iyi olarak düzenleyen yönetim şeklidir. Atatürk ‘ ün sözleri ile “ cumhuriyet rejimi demek demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir. Diğer bir değişle “Demokrasi prensibinin en modern ve mantıki uygulamasını sağlayan hükümet şekli cumhuriyettir” Atatürkçülükte cumhuriyet yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir iradedir. Cumhuriyet fazilettir. Cumhuriyet idaresi faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir.
3. ATATÜRK’ ÜN CUMHURİYETÇİLİK ANLAYIŞININ DAYANDIĞI İLKELER
a. Halk Egemenliği:
Halk egemenliği olgusu Atatürk’ ün cumhuriyetçilik anlayışının en önde gelen unsurudur. Atatürk imparatorluğun kişisel yönetimine karşılık halkın egemen olduğu bir yönetimin temellerini atmak üzere yola çıkmıştır. Osmanlı yönetimi kişiye dayanan bir yönetimdir. Onun uygulamak istediği yönetim olan cumhuriyet ise halk egemenliğine dayanmaktadır. M. Kemal Cumhuriyetin en geniş anlamda halkın ülkede tek egemen güç olması anlamını taşıdığını sık, sık vurgulamıştır. Cumhuriyetin ilanından önce uygulamaya koyduğu halk egemenliği olgusunu iyice geliştirmiştir. Hatta 1921 anayasasını bu temel üzerine oturtmuştur. Kurtuluş savaşının başlamasıyla birlikte halk kavramını birinci unsur olarak öne sürmüştür. Konuşmalarında yayınladığı genelgelerde alınan kararlarda bunu daha iyi görmek mümkündür. ( Havza Konuşması, Anayasa genelgesi Erzurum, Sivas Kongreleri v.s. ) Atatürk’ e göre halk egemenliği tüm gücün halk’ a verilmesidir. Onun kurduğu yeni Türk devletinde halk başlıca unsurdur. Onun devleti halk devletidir. Ona göre halk yönetime ve geleceğe egemen olacak ve kendisi ile ilgili tüm kararları alabilecektir. M. Kemal Atatürk’ e göre cumhuriyet yönetiminde en geçerli olan değer halk kitlelerinin çoğunluğudur, bu çoğunluk hangi yönlerde yoğunlaşırsa yönetimde ona göre biçimlenir. Halk ülkenin gerçek sahibidir hiç kimse onun bu doğal hakkını elinden alamaz.
b. Tam Bağımsızlık :
Atatürk’ ün düşüncesinde bağımsızlık fazlasıyla önem taşır. Bu konumuyla bağımsızlık olgusu hemen, hemen her konuyu etkilemiştir. Mustafa Kemal her yönüyle bağımsız bir devlet kurmak için çaba göstermiştir ona göre tam olmayan bağımsızlık, bağımsızlık değildir. Belirli oranda bağımlılığı içeren bağımsızlık olamaz bağımsızlık olursa her yönüyle bir bütünlük ve tamlık içinde olmak zorundadır. Atatürk siyasal alanda gerçekleştirdiği bağımsızlığın arakasından ekonomik bağımsızlığı da gerçekleştirerek tam bağımsızlık yolunda çaba göstermiştir. Ona göre ekonomik yönden bağımsızlığını sağlayamayan siyasal bağımsızlık sonunda ödün verir. Bu durum ülkeyi bağımlı hale getirir. M. Kemal Atatürk tam bağımsızlık uğraşına kurtuluş savaşı ile başlamış " Ya İstiklal Ya Ölüm” düşüncesi bu savaşın parolası olmuştur. Siyasal bağımsızlığı kurtuluş savaşı sonunda kazanmış ve diğer alanlarda uğraş vermeye başlamıştır. M. Kemal’ e göre tam bağımsızlık ancak ulusun kendi gücüyle kurulur. Onu koruyacak ve sürdürecekte halkın kendi gücüdür. Hiçbir yabancı devletin yardımıyla bağımsızlık korunamaz ve sürdürülemez bu nedenle ulus tam bağımsızlık yolunda tam gücünü harcamalı ve bu yolda gerekenler titizlikle yerine getirilmelidir. Kurtuluş savaşı tam bağımsızlık yolunda verilen uğraşlarla doludur. Bu nedenle örnek olarak her an göz önünde bulunmalıdır.
c. Ulusal Bütünlük:
Atatürk’ ün savunduğu ulusal bütünlük kavramı bir anlamda “ ulusçuluk anlayışının siyasal ve hukuksal bir sonucudur” denilebilir. Atatürk’e göre ulusal sınırlar içinde yaşayan kişilerin oluşturduğu Türkiye Cumhuriyetinde ulusal bütünlük başta gelenlerden biridir. Sınırlar içindeki halk, dil, din, ırk farkı gözetmeksizin devletin bir bireyi olarak kabul edilir bu noktadan hareketle Türkiye cumhuriyetini oluşturan bu halktır.
Ulusal bütünlük yolunda en büyük belge ulusal ANT ( MİSAK – İ MİLLİ ) dir. Tüm kurtuluş savaşı bu ulusal ant çerçevesinde oluşturulmuş ve bundan ödün vermemeye çalışmıştır.
d. Çağdaşlaşma :
Atataürk’ ün ortaya koymak istediği çağdaşlaşma kısaca ulusu ve ülkeyi çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma anlamına gelir. Günümüzde özellikle geri kalmış toplumlarda çağdaşlaşma kavramı geniş kapsamlıdır. Toplum un yeniden düzenlenmesini çağın her türlü gelişmelerinin ışığında yeni bir düzen kurulmasını bilimsel bir dünya insan ve toplum anlayışının egemen kılınmasını çağdaş uygarlık yarışında diğer ülkelerle yarışmaya kalkışmasını anlam olarak içerir. Atatürk’ e göre çağdaşlaşma devlet düzeninde bilim ve düşüncede toplum ve güzel sanatlarda ekonomi ve askerlikte tüm yapılabilenlerin sonucudur zulüm ve baskı çağdaşlaşma ile bağdaşmaz olurlar sahip oldukları ülkeyi yönetirler ama sahip oldukları doğal kaynaklarını tüm insanlığın yararlanmasına açmalıdırlar.
e.Laiklik :
Atatürk’ ün cumhuriyetçilik anlayışının en iyi anlatan ilkelerden birisidir. Din ve devlet işlerinin bir birinden ayrılması olarak kısaca tanımlanan laiklik cumhuriyet döneminde daha açık ve kesin politika işlenmesinde ve inkilapların oluşmasında önemli rol oynamıştır.
e. Barışçılık :
Bağımsızlık uğruna savaştan kaçınmamakla birlikte Atatürk’ ün düşüncelerinin temel taşlarından birini de barışçılık oluşturur. o’ nun “Yurtta Sulh Cihanda Barış Sözü” sözü ve düşüncesi cumhuriyetçilik ilkesinin baş unsurudur. Çünkü M. Kemal Atatürk’ e göre cumhuriyet barışçı bir düzendir. Atatürk ‘ ün düşüncesinde insanlık ülküsü ön planda yer alır. Ona göre insanlık kavramı düşünceleri temizleyecek ve duyguları yüceleştirmeye yardım edecek kadar yücedir. İnsanların mutluluğuna da olsa onları bir birine boğazlatmak insanlıktan uzak bir davranıştır. En güzel davranış insanları bir birine yakınlaştırmayı onların bir biriyle olan ilişkilerini geliştirerek bir birlerini sevmelerini sağlamayı gerçekleştirir tabiki bu durum onların tüm gereksinimlerini sağlamakla olabilir. M. Kemal Atatürk’ e göre insanların yükselmesine yönelen barış eylemi er yada geç başarıya ulaşacaktır. Yine ona göre bağımsızlık ve özgürlüğüne kavuşacak daha çok ülke vardır. Tüm güçlüklere ve engellere karşı ezilen uluşlar kendilerini bekleyen aydınlık geleceğe kavuşacaklardır. İnsanlık savaşa daha fazla izin vermeyecektir. M. Kemal Atatürk ‘ e göre barışın sürekli egemen kılınabilmesi için daha kesin bir tutuma gerek vardır.
Atatürk’ e göre; dış politikada barış esas hedef olmalıdır. Komşu ülkelerle tüm dünya uluslarıyla dostane barışçı ilişkilere girmek onun hedefi olmuştur. Yaşamında da bunun örneklerini görmek mümkündür. Barış için yapılan tüm çağrıları karşılıksız bırakmaz uluslar arası ilişkilerde karşılıklı güveni ön gören açık ve içten bir politika izleyerek dış politikada açık ve dürüst olmuştur. Hemen, hemen her konuşmasında barışın önemine değinmiş ve dünyanın durumu ile ilgili yorum yapmış ve görüşlerini belirtmiştir.
4. Atatürk Cumhuriyetçiliğinin Nitelikleri :
Atatürk cumhuriyetçiliğinin en önemli niteliği “ Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir.” İlkesidir. Çünkü çağdaş bir Türk devletinin dayandığı temel prensiplerden biri olan bu ilkenin en iyi korunduğu ve gözetildiği yönetim cumhuriyet yönetimidir. Bu konuyu Atatürk’ ün şu sözlerinden daha iyi anlamaktayız “ cumhuriyette son söz millet tarafından seçilmiş meclistedir.” Millet adına her türlü kanunları o yapar hükümete güven oyu verir veya düşürür. Millet vekillerinden memnun olmazsa belirli zamanlar sonunda başkalarını seçer. Millet egemenliğini devlet idaresine katılmasını ancak zamanında oyunu kullanmakla sağlar. “Atatürk’ e göre “cumhuriyet millet vekillerinden oluşan meclis ve belirli zaman içinde seçilmiş devlet başkanı ile milli egemenliğin korunmasının en iyi kefilidir. Cumhuriyette cumhur Başkanı ve hükümet halkın hürriyetini güvenlini ve rahatını düşünmekten ve sağlamaya çalışmaktan başka bir şey yapamaz. Ve yine bunlar bilirler ki iktidara saltanat sürmek için değil millete hizmet vermek için getirilmişlerdir. Millete karşı durum ve vazifelerini kötüye kullandıkları takdirde şu veya bu şekilde kendilerini milli iradenin karşılarında bulabilirler”
“ Millet tarafından millet adına milleti idare etmekle görevlendirilenler gerektiğinde millete hesap vermek zorundadırlar. Halbuki kuvvetinin ve yetkisinin kendinde var olduğunu düşünen ve devleti kendisine miras kalmış bir mal gibi kabul eden bir hükümdar her türlü kayıttan kendisini affedilmiş görür. Böyle bir idare Milletin benliği ve hürriyeti söz konusu değildir. Bu sebeple yetkisi sınırlı bile olsa hükümdarlık şekli demokrasi milli egemenlik prensibine uygun değildir. Hükümetin belirli insanların sınıfların elinde bulunması bile millet varlığının asla kabul edemeyeceği bir husustur. Bütün milletin çoğunlukla devlet iradesine katılmasına engel olan bu oligarşi usulü de bu gurubun kendi çıkarlarını korumak için bütün millete ait egemenliği zorla almasından başka bir şey değildir.”
Atatürkçülüğe göre cumhuriyet yönetiminin diğer bir niteliği de millet ile hükümet arasında birlik ve beraberlik sağlamasıdır. Halbuki padişahlık döneminde millet ile hükümet ayrı cephelerdeydi ve aralarında bir bağ yoktu Atatürk bu konuyu şu şekilde açıklamaktadır;
Geçmişte en büyük felaketleri hazırlayan bir geçmişte çok derin geçmişlerde bile Türk milletinin benliğinde bir teşkilat vardı ona devlet ve hükümet teşkilatı derlerdi. Millet hükümet teşkilatının görünüşte esiri idi bu onun görünen manzarası idi halbuki Türk esaret kabul etmeyen bir millettir. Türk milleti esir olmamıştır. Yalnız hükümet başka bir durumda kalmıştır. İşte bunun için çok felaketler oldu fakat bunların meydana gelişleri devlet hükümet teşkilatı üzerine oldu mahvolan devletler idi ve devlet ölmüştür. Fakat Türk milleti görüyorsunuz ki daha kuvvetli daha şerefli olarak yaşamaya devam etmektedir. Bu günkü hükümetimiz devlet teşkilatımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilatı ve hükümettir. Artık hükümet ve hükümet mensupları kendilerinin milletten başka bir şey olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır. Hepimizin efendisi olan milletin ilerlemesi ve yücelmesi ve ona hizmet eden devlet mensupları için başarılar dilerim.”
Atatürk cumhuriyetçiliğinin bir başka niteliği bu yönetimin Türk milletinin yaşamına yeni bir yön vermesidir. Atatürk bu konuda şöyle demektedir. “ cumhuriyet yeni ve sağlam esaslarıyla Türk milletini güvenli ve sağlam bir gerçek yoluna koyduğu kadar asıl fikirlerde bu ruhlarda yarattığı güvenlik itibarıyla büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur.”
Atatürk cumhuriyetçiliğinin önemli niteliklerinden biri de düşünce serbestliğidir. Bu konuda yasal olmak kaydıyla her fikre saygı gösterilir.
Atatürk bu yönetimde milleti temsil eden kişilerin ülkeyi kendilerine kalan bir miras olarak görmeyeceklerini ve gerektiği zaman millete karşı hesap vermek durumunda olduklarını belirtir. Cumhuriyetin demokrasi ile birlikte yürüttüğü zaman ancak ideal bir sistem oluşacağını savunmuş ve bu sebeple de Türkiye nin batılı devletler gibi parlementer sisteme geçmesini sağlamıştır. Atatürk milletin tümüyle devlet yönetimine katılmasına engel olan belli bir gurubun elinde olan yönetimlerin uzun ömürlü olmayacaklarını ve sonunda yıkılacaklarını söylemiştir. Nitekim tarihte bu tür örneklere sıkça rastlanmaktadır. Atatürk demokrasileri egemenliğin millete ait olması nedeniyle bilimsel demokraside temsili hükümet prensibi milli egemenliğin uygulanmasını sağlamaktadır. Atatürk milletin demokrasiyi ilan etmesinin sebebini toplumsal gücün sonucu olarak görmüştür. “ ve derki millet yeteri kadar güçlü olunca kudret ve kuvvetini eline alır. Bu olay bazen ihtilal bazen de hükümdar la bir anlaşmaya varılarak sağlanır “ Atatürk demokrasiyi en iyi uygulayacak yönetim şekli olarak da cumhuriyeti görmüştür. Atatürk demokrasiye karşı olan akımları da şu şekilde açıklamıştır.
a. Bol şevik teorileri
b. İhtilalci siyasi sendikalizim teorileri.
c. Çıkarların temsili teorileri
Bol şevik teorilerinde halk egemenliği yoktur. Azınlıklar gurup kominist partisi adıyla birleşerek bi ditatörlük oluşturmuşlardır. Bunlar düşüncelerini halka zorla benimsetmek istediler. İhtilalci siyasi sendikalizim teorilerini savunanlarda devlet yönetimini istedikleri şekilde yönlendirmek isteyen işçi sınıfıdır. Bunlar amaçlarına ulaşmak için grev yapmak suretiyle hükümet üzerinde etkili olmak isterler. Çıkarların temsili teorilerinde de kendi çıkarlarını korumak isteyen farklı meslek gurupları meclisteki çoğunluğunu sağlayarak devleti milletin çıkarları doğrultusunda değil kendi çıkarları doğrultusunda yönetmek isteyeceklerdir. İşte Atatürk bu sebeplerledir ki bu teorilerin hiç birisini kabul etmemiştir o ideal yönetim şeklinin sınıf ayrımı yapmadan toplum menfaatlerini temsil edecek bir halk yönetimi olacağını savunmuştur. Atatürk cumhuriyet ile padişahlık yönetimi arasındaki farkı şöyle açıklamıştır. “ cumhuriyet faziletli ve erdemli bir yönetimdir sultanlık ise korku ve tehdide dayanır cumhuriyet faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir sultanlık ise korku ve tehdide dayanan bir yönetim olduğu için korkak ve sefil insanlar yetiştirir.” Atatürk cumhuriyetin ilanına kadar Türk milletinin kaderini kişisel yöntemlerde olduğunun ve bundan dolayı milletim yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını belirtmiştir. Nasıl herkesin bir iradesi varsa toplumunda bir iradesi olduğunu buna hakimiyet dendiğini eğer bir insan yada toplum hakimiyetine sahip değil ise iradesini de kullanamayacağını söyleyerek milleti temsil edenlerin belli bir sere için yönetimde kalacaklarını eğer bu sere içersinde millet isterse kendisini yönetenleri değiştirebileceğini çünkü Türkiye devletinde hükümdarlık ve diktatörlük yönetimlerinin olmayacağını belirtmiştir. Atatürk Türkiye cumhuriyet devletinin sonsuza dek yaşaması için en büyük görevi gençlere vermiştir “gençler cesaretimizi kuvvetlendiren ve devam ettiren sizsiniz siz olmakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık meziyetinin vatan sevgisinin fikir hürriyetinin en kıymetli sembolü olacaksınız cumhuriyeti biz kurduk ,onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz “sözleri ile Türk gençliğini yüceltmiştir o’nun cumhuriyete sonsuz inancı ve Türk gençliğine sonsuz güvenci vardır cumhuriyette olan inancını ve Türk gençliğine olan güvenini şu sözleri ile dile getirmiştir. “Birinci vazifen Türk bağımsızlığını Türk cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmaktır ..muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asıl kanda mevcuttur. “ SONUÇ Atatürk’ün güçlü cumhuriyetinin sağladığı bağımsızlık, özgürlük demokrasi içerisinde insanca yaşama imkanlarının sürekliliği öncelikle milletimizin birlik ve beraberliğinin devamına ve bunun içinde Atatürk ilke ve inkılaplarının izinde gitmemize bağlıdır.
Türk milletinin Atatürk’ten güç ve ilham alarak ulaştığı bu günde herkesten önce Türk gençliğinin kendine ve milletine mutlu bir hayat kurabilmesi tarihimizin en büyük kişisini örnek alabilmesine bağlıdır.
Gençlerimiz Atatürk’ün yaptığı gibi arkadaşları ile bir arada düşene bilmeli karşılıklı tartışa bilmeli hoş görülü olmayı örenmeli ve insanları sevmelidir böyle bireylerin yetişmesi ise ancak cumhuriyet idaresinde mümkündür.

4. DEĞERLENDİRME REHBERİ :
S. NU DEĞERLENDİRME KONUSU BAŞARILI ( B ) BAŞARISIZ ( BS )
1 ATATÜRK’ÜN İLKELERİNİ VE ANLAMLARINI BİLİYOR MU ?
2 ATATÜRK’ ÜN CUMHURİYETÇİLİK ANLAYIŞININ DAYANDIĞI İLKELERİ BİLİYOR MU ?
3
4
5


HAZIRLAYAN :
ADI SOYADI :
RÜTBESİ :
İMZASI :






O N A Y

http://www.lovepowerman.net/
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası  »  ATATÜRK
 »  1. EĞİTİMİN KONUSU : ATATÜRK’ÜN

Forum Ana Sayfası

Forum Yazılımı:   php Kolay Forum (phpKF)  ©  2007 - 2010   phpKF Ekibi

Love Power Man

 RSS Beslemesini Görmek için Tıklayın   RSS Beslemesini Google Sayfama Ekle   RSS Beslemesini Yahoo Sayfama Ekle