lovepowerman
[lovepowerman]
lovepowerman
Kayıt Tarihi: 13.09.2010
İleti Sayısı: 2.590
Şehir: İzmir
Durum: Forumda Değil
E-Posta Gönder
Web Adresi
Özel ileti Gönder
|
Konu Tarihi: 13.03.2011- 22:20
Ø duâ yapmanın değer ve kıymeti
3370- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Allah’a duâdan daha üstün bir şey yoktur.” (İbn Mâce, Dua: 27)
� Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi merfu olarak sadece Imrân el Kattan’ın rivâyetiyle bilmekteyiz. Imrân el Kattan, İbn Dâvûd’tur. Ebû’l Avvam diye künyelenir.
Muhammed b. Beşşâr, Abdurrahman b. Mehdî vasıtasıyla Imrân el Kattan’dan bu senedle hadisin bir benzerini bize aktarmıştır.
3371- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Duâ ibadetin iliği beyni ve özüdür.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle garib olup sedece İbn Lehia’nın rivâyetiyle bilmekteyiz.
3372- Numân b. Beşîr (r.a.)’den rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Duâ ibadettir.” Sonra mü’min sûresi 60. ayetini okudu: “Ama Rabbiniz buyuruyor ki: “Bana duâ edin, duânızı kabul edeyim. Şüphesiz ki, bana kulluk etmekten ululuk taslayarak çekinenler, aşağılık bir halde Cehenneme gireceklerdir.” (İbn Mâce, Dua: 27)
� Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Mansur da bu hadisi A’meş’den ve Zerr’den rivâyet etmiştir. Bu hadisi sadece Zerr’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Zerr Abdullah el Hemedânî’dir. Güvenilen biridir. Ömer b. Zerr’in babasıdır.
bölüm: 2
Ø allah’tan istemeyeni allah sevmez mi?
3373- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim Allah’tan istemezse duâ etmezse Allah o kişiye gazablanır.” (İbn Mâce, Dua: 17)
� Tirmizî: Vekî’ ve başkaları Ebû’l Melîh’den bu hadisi rivâyet etmişlerdir. Bu hadisi sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Ebû’l Melih’in ismi Sabîh’tır. Muhammed’den işittim şöyle diyordu: Ebû’l Melih’e, Farisi de denilir.
bölüm: 3
Ø Cennet hazinelerinden bir hazine hangisidir?
3374- Ebû Musa el Eşarî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte bir savaşta idik. Savaşı bitirince Medîne’ye döndük insanlar tekbir getirerek seslerini yükselttiler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Rabbiniz sağır değildir. Uzakta da değildir; O her yerdedir.”
Ebû Musa dedi ki: Ey Abdullah b. Kays! Sana Cennetin hazinelerinden bir hazineyi haber vereyim mi? “La havle vela kuvvete illa billah.” (Buhârî, Cihâd: 27; Müslim, Zikir: 17)
� Tirmizî: Bu hadis hasendir.
Ebû Osman en Nehdî’nin ismi Abdurrahman b. Mül’dür. Ebû Neame es Sa’dî’nin ismi Amr b. Absî’dir.
İshâk b. Mansur, Ebû Âsım vasıtasıyla Humeyd b. ebû’l Melih’den, Ebû Salih’den, Ebû Hüreyre’den benzeri şekilde rivâyet etmiştir.
bölüm: 4
Ø dil daima allah’ı hatırlayarak ıslak kalmalı
3375- Abdullah b. Büsr (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Bir adam: “Ey Allah’ın Rasûlü! İslamın nafile ibadetleri bana ağır geldi, devamlı yapabileceğim bir şey ver ki ona sarılayım” dedi. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Dilin devamlı olarak Allah’ı hatırlayarak ıslak kalmalı.” (İbn Mâce, Edeb: 27)
� Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
bölüm: 5
Ø allah’ı her an gündemde tutmak herşeyden üstün müdür?
3376- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’e: “Kıyamet günü Allah’a derece bakımından kulların hangisi üstündür” diye soruldu da Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah’ı her an gündemde tutan erkek ve kadınlardır.” “Ey Allah’ın Rasûlü! Allah yolunda savaş eden gaziden de mi üstündür?” dedim. Şöyle buyurdular: “Kılıcını kırılıncaya kadar ve her tarafı kana bulanıncaya kadar kafir ve müşriklere vursa dahi Allah’ı her an ve her yerde gündemde tutan kimse derece bakımından daha değerlidir.” (Müsned: 11295)
� Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Derrac’ın rivâyetiyle bilmekteyiz.
bölüm: 6
Ø amellerin en değerlisi hangisidir?
3377- Ebû’d Derdâ (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Dikkat edin! Amellerinizin en hayırlısını Allah katında en değerlisini altın ve gümüş dağıtmaktan daha hayırlı ve derecelerinizi daha yükselten, düşmanla karşılaşıp sizin onların boyunlarını, onların da sizin boyunlarınızı vurmanızdan daha hayırlı bir şeyi size haber vereyim mi? Ashab: “Evet” dediler. Rasûlullah (s.a.v.) de: “Her zaman ve her zeminde Allah’ı devamlı hatırlayıp gündemde tutmaktır.”
Muâz b. Cebel dedi ki: “Allah’ın azabından kişiyi en iyi kurtaran her zamanda ve her zeminde Allah’ı gündemden çıkarmayıp her an hatırlamaktır.” (İbn Mâce, Edeb: 27)
� Tirmizî: Bazıları bu hadisi Abdullah b. Saîd’den aynı senedle benzeri şekilde rivâyet etmişlerdir. Bazıları ise mürsel olarak rivâyet etmişlerdir.
bölüm: 7
Ø bir yere oturup allah’ı hatırlayıp onun dinini gündemde tutanların değeri ve kıymeti
3378- Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd el Hudrî (r.anhüma)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bir gurup insan bir yerde toplanıp Allah’ı gündemde tutmak için onun dinini öğrenmeye çalışırlarsa melekler onların etrafını çevirir. Allah’ın rahmeti onları kaplar ve üzerlerine huzur iner Allah onları kendi huzurundaki melekler yanında anar.” (İbn Mâce, Edeb: 27)
� Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
3379- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Muaviye bir gün mescide çıktı ve toplu halde olan bir guruba sizi burada oturtan sebeb nedir? diye sordu. Onlar da: “Allah’ın verdiği nimetleri hatırlayıp onu daima gündemde tutmak ve onun rızasını kazanmak için dinimizi öğrenmek için oturuyoruz” dediler. Muaviye: “Allah hakkı için sizi burada oturtan sebep bu mudur?” dedi. Onlar da: “Vallah’i sadece bu sebeple burada oturmaktayız” dediler. Muaviye: Dikkat ediniz sizi töhmet ettiğimden dolayı sizden yemin istemiş değilim. Rasûlullah (s.a.v.)’e karşı benim yakınlık derecemde olup ta kendisinden benden daha az hadis rivâyet eden yoktur. Rasûlullah (s.a.v.), ashabından meydana gelmiş bir topluluğun yanına çıkmış ve: “Sizi bu toplulukta oturtan sebep nedir?” diye sormuştu. Onlar da şöyle demişlerdi: “Allah’ı hatırlayıp ona hamdetmek ve bizi İslam üzere hidayet ettiği için ve bize lutfuyla muamele ettiği ve bize her türlü nimetleri verdiği için hamdedip şükretmek için oturduk.” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah hakkı için sizi oturtan sebep sadece bu mudur?” Onlar da: “Allah hakkı için bizi oturtan sebep budur” dediler. Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Dikkat ediniz size karşı bir töhmetten dolayı sizden yemin istemiş değilim. Ne varki Cibril bana geldi ve meleklere karşı Allah’ın sizinle övündüğünü bildirdi.” (Müslim, Zikir: 27; Nesâî, Adab-ül Kudat: 17)
� Bu hadis hasen garibtir. Ancak bu şekliyle bilmekteyiz. Ebû Neame es Sa’dî’nin ismi Amr b. İsa’dır. Ebû Osman en Nehdî’nin ismi ise Abdurrahman b. Mell’dir.
bölüm: 8
Ø biraraya gelip allah’ı gündem etmeyen toplulukların hali
3380- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Bir topluluk ki bir yerde oturur ve orada Allah’ı hatırlamazlar ve peygamberine salavat getirmezlerse o toplantı onların günahlarını artırıp onlara vebal olur. Allah dilerse onlara azab eder, dilerse onları bağışlar.” (Müsned: 9213)
� Tirmizî: Bu hadis hasendir.
Bu hadis başka şekillerde de yine Ebû Hüreyre’den rivâyet edilmiştir.
Hadiste geçen “Tire” kelimesinin anlamı pişmanlık ve zarar demektir. Arap bilginlerince bunun anlamı günah ve sıkıntı demektir.
Yusuf b. Yakup, Hafs b. Ömer vasıtasıyla Şu’be’den, Ebû İshâk’tan aktararak şöyle derler: Ebû Müslim Eğar’dan işittim şöyle diyordu: Ebû Saîd ve Ebû Hüreyre’nin rivâyet ettiklerine şâhidim o ikisi de Rasûlullah (s.a.v.)’in böyle bir hadisini bize aktararak şâhid olmuşlardır.
bölüm: 9
Ø müslümanın duâsı mutlaka kabul görür
3381- Câbir (r.a.), Peygamber (s.a.v)’in şöyle dediğini işitmiştir: “Her bir Müslüman, Allah’a duâ ettikçe Allah onun dileğini yerine getirir ve benzeri bir kötülüğünü ondan siler. Bu duâ günah için ve akraba ile bağını koparmak için olmadığı sürece böylece devam eder.” (Müsned: 14350)
� Bu konuda Ebû Saîd ve Ubâde b. Sâmit’den de hadis rivâyet edilmiştir.
3382- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sıkıntılı ve ızdıraplı anlarda duâsının Allah tarafından kabul edilmesi her kimi sevindirirse bolluk ve rahat zamanlarında duâsını çoğaltsın.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis garibtir.
3383- Câbir (r.a.), Peygamber (s.a.v)’in şöyle söylediğini işitmiştir: Zikrin en değerlisi “Lailahe illallah” tır. Duânın en değerlisi ise “Elhamdilillah” tır. (İbn Mâce, Edeb: 27)
� Tirmizî: Bu hadis hasen garib olup sadece Musa b. İbrahim’in rivâyetiyle bilmekteyiz.
Ali b. el Medîni ve pek çok kimse bu hadisi Musa b. İbrahim’den rivâyet etmişlerdir.
3384- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) tüm zamanlarında ve her yerde Allah’ı hatırlar ve onu gündeminden hiç eksik etmezdi.” (Müslim, Hayz: 27; Ebû Dâvûd, Tahara: 17)
� Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Yahya b. Zekeriyya b. ebî Zaide’nin rivâyetiyle bilmekteyiz. Behiy’in ismi Abdullah’tır.
bölüm: 10
Ø duâ eden önce kendisinden başlamalıdır
3385- Übey b. Ka’b (r.a.)’den rivâyete göre; Rasûlullah (s.a.v.) bir kimseyi hatırlayıp duâ ettiği zaman önce kendisinden başlardı. (Müslim, Fedail: 27; Ebû Dâvûd, Huruf: 17)
� Tirmizî: Bu hadis hasen garib sahihtir. Ebû Katan’ın ismi Amr b. Heysem’dir.
bölüm: 11
Ø duâ ederken ellerin kaldırılması gerekir mi?
3386- Ömer b. Hattâb (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), duâda ellerini kaldırdığı zaman onları yüzüne sürmedikçe indirmezdi.” Muhammed b. Müsenna kendi rivâyetinde: “Onları yüzüne sürmedikçe indirmezdi” demektedir. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis sahih garibtir. Sadece Hammad b. İsa’’nın rivâyetiyle bilmekteyiz. Bu hadisi tek başına rivâyet etmiştir. Bu kimsenin hadis rivâyeti azdır. Bazı kimseler ondan hadis rivâyet etmişlerdir. Hanzale b. ebî Sûfyân güvenilir bir kimse olduğunu söylemiştir.
bölüm: 12
Ø duânın sonucu beklemede acele edilmeli mi?
3387- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Sizden birinizin duâsı acele etmediği ve duâ ettim fakat benim duâm kabul edilmedi demediği takdirde kabul edilecektir.” (Buhârî, Deavat: 27; Müslim, Zikir: 17)
� Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Ebû Ubeyde’nin ismi Sa’d’tır. Abdurrahman b. Ezher’in azâdlı kölesidir. Abdurrahman b. Avf’ın azâdlısı olduğu da söylenir. Abdurrahman b. Ezher ise Abdurrahman b. Avf’ın amcasının oğludur.
Tirmizî: Bu konuda Enes (r.a.)’den de hadis rivâyet edilmiştir.
bölüm: 13
Ø sabah ve akşam yapılacak duâlar
3388- Osman b. Affân (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Bir kimse her gün ve her gece üç kere: “İsmi anılıp O’nun adına hareket edildikçe yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremediği her şeyi duyan ve bilen Allah adıyla…” derse hiçbir şey ona zarar veremez. Ebân, kısmî Felç’e uğramıştı. Bu hadisi aktarırken dinleyicilerden bir kimse ona bakmaya başladı. Ebân da ona dedi ki: “Ne bakıyorsun?” hadis sana aktardığım gibidir. Fakat ben bu hastalığa yakalandığım gün Allah’ın kaderi benim için gerçekleşeceği için söyleyememiştim. (İbn Mâce, Dua: 27)
� Tirmizî: Bu hadis sahih garibtir.
3389- Sevbân (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Her kim akşam olduğunda: Rab olarak Allah’tan, din olarak İslam’dan, Peygamber olarak Muhammed’den hoşnudum ben, salat ve selam ona olsun” derse bu kimseyi memnun etmesi Allah üzerine bir hak olur. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
3390- Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) akşamleyin şöyle buyurmuştur: “Biz ve tüm evren Allah sayesinde akşama ulaştı. Eksiksiz tüm övgüler O Allah’a mahsustur. Ondan başka ilah yok sadece tek olarak o var onun ortağı da yok.”
Râvî diyor ki: Bu konuda şöyle söylediğini de zannediyorum: “Evren tümüyle onundur. Her türlü eksiksiz övgüler ona aittir. O’nun her şeye gücü yeter. Ey Allah’ım senden bu gece ve sonraki gecelerin hayrını dilerim. Bu gece ve sonraki gecelerin şerrinden de sana sığınırım. Tembellikten ve ihtiyarlığın bunaklığından, Cehennem ve kabir azabından da sana sığınırım.” Sabaha çıktığında da aynen bu duâyı okurdu: “Biz ve tüm evren Allah’ın sayesinde sabaha ulaştık eksiksiz övgüler Allah’adır…” diye. (Müslim, Zikir: 27; Ebû Dâvûd, Edeb: 17)
� Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Şu’be bu hadisi aynı senedle merfu olmaksızın İbn Mes’ûd’tan rivâyet etmiştir.
3391- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) ashabına duâ öğretir ve şöyle buyururdu: Sabahladığınızda şöyle deyin: “Allah’ım senin izin ve yardımınla sabahladık ve akşamladık ve yine senin izin ve yardımınla yaşar ve ölürüz, dönüşümüzde sanadır.
Akşama çıktığınızda da aynı şekilde: “Allah’ım senin izin ve yardımınla akşama çıktık ve sabahladık ve yine senin iznin ve yardımınla yaşar ve ölürüz, dönüşümüzde sanadır.” (İbn Mâce, Dua: 27)
� Tirmizî: Bu hadis hasendir.
bölüm: 14
Ø sabah ve akşam yapılabilecek duâlar
3392- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebû Bekir: Ey Allah’ın Rasûlü! Sabah ve akşam söyleyeceğim bir şeyi bana öğret. Rasûlullah (s.a.v.) de şöyle buyurdu: De ki: “Hiç kimsenin bilemeyeceği ve olup biten her şeyi bilen sensin. Gökleri ve yeri yaratan sensin. Her şeyin ve herkesin hayatını programlayan ve sahibi sensin. Senden başka gerçek ilah olmadığına ben şâhidlik ederim. Benliğimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve şirkinden sana sığınırım.” Rasûlullah (s.a.v.): “Sabah akşam ve yatağına uzandığında bunları söyle” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Edeb: 27)
� Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
bölüm: 15
Ø seyyid-ül istiğfar duâsı nasıldır?
3393- Şeddâd b. Evs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.): “İstiğfar etmenin en güzelini sana öğreteyim mi?” buyurdu ve: “Allah’ım sensin benim Rabbim, senden başka gerçek ilah yok. Beni yarattın ben de senin kulunum. Ben gücüm yettiğince sana verdiğim sözüm ve senin va’din üzereyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım. İşte verdiğin nimetlerle senin huzurundayım günahlarımla huzurundayım. Beni affet çünkü günahları ancak sen affedersin.” Sizden her kim bunu akşamleyin söyler sabaha varmadan da ölürse Cennet kendisine vâcib olur. Sabah söyler ve akşama varmadan da ölürse yine o kimseye Cennet vâcib olur. (Buhârî, Deavat: 27; Nesâî, İstiaze: 17)
� Tirmizî: Bu konuda Ebû Hüreyre, İbn Mes’ûd, İbn Ebza ve Büreyde’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Abdulaziz b. ebî Hazim, Zahid olan Ebû Hazim’in oğludur. Bu hadis değişik şekilde Şeddâd b. Evs’den de rivâyet edilmiştir.
bölüm: 16
Ø yatağa girildiğinde okunacak duâ
3394- Berâ b. Âzib (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sana yatacağında söyleyeceğin bazı duâlar öğreteyim mi? Onları söylediğin gece ölürsen fıtrat üzere tertemiz ölürsün, sabaha çıkarsan hayır kazanmış olarak sabahlamış olursun; “Allah’ım irademi sana teslim ettim yönümü sana çevirdim senden korkup seni isteyerek işlerimi sana bıraktım sırtımı sana dayadım senden kaçıp kurtulmak ancak sana dönmekle mümkündür. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere iman ettim.” Berâ diyor ki: “Ben gönderdiğin Rasûle dedim…” Bunun üzerine Peygamber (s.a.v) göğsüme vurdu ve; “gönderdiğin peygambere” de buyurdu. (Buhârî, Vudu: 27; Müslim, Zikir: 17)
� Tirmizî: Bu hadis hasendir. Berâ’dan değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Mansur b. Mu’temir, Sa’d b. Ubeyde’den, Berâ’dan bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır. Fakat şu ilaveyi yapmıştır: “Yatağına girdiğinde ve abdestli olduğun halde”
Tirmizî: Bu konuda Rafi’ b. Hadîç’den de hadis rivâyet edilmiştir.
3395- Rafi’ b. Hadîç (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Sizden biriniz yatağına girince sağ yanı üzere yatıp şöyle desin: “Allah’ım irademi sana teslim ettim yönümü sana çevirdim. Sırtımı sana dayadım. İşlerimi sana bıraktım. Senden kaçıp kurtulmak ancak sana dönmekle mümkündür. Senin kitabına ve elçine iman ettim.” O kişi bunu söylediği gece ölürse Cennete girer. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis Rafi’ b. Hadîç rivâyeti olarak hasen garibtir.
3396- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.), yatağına girdiğinde şöyle duâ ederdi: “Bizi yedirip doyuran bizi içirip kandıran, ihtiyaçlarımızı gideren ve bizi meskenlerimizde barındıran Allah’a hamdolsun. İhtiyaçlarını karşılayacak kimsesi olmayan ve barınak yeri olmayan nice kimseler vardır.” (Müslim, Zikir: 27; Ebû Dâvûd, Edeb: 17)
� Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir.
bölüm: 17
Ø yatağa girildiğinde okunacak başka bir duâ
3397- Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Her kim yatağına girdiğinde üç kere: “Kendisinden başka gerçek ilah bulunmayan daima diri ve başkasına ihtiyacı olmayan yüce Allah’tan bağışlanmamı ister, O’na tevbe edip O’na yönelirim.” Bu duâyı yaparsa Allah o kimsenin günahlarını denizin köpükleri kadar olsa da ağaçların yaprakları sayısı kadar olsa da, çöllerin kumları sayısı kadar olsa da, dünya günleri sayısınca olsa da bağışlar. (Müsned: 10652)
� Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Ancak bu şekliyle Vasafî Ubeydullah b. Velid’in rivâyeti olarak bilmekteyiz.
bölüm: 18
Ø yine uyuyacak kimsenin yapacağı duâlardan
3398- Huzeyfe b. Yemân (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v), uyumak istediği zaman elini başının altına koyar ve şöyle derdi: “Allah’ım kullarını mahşerde topladığın veya mahşerde kaldırdığın gün beni azabından koru.” (Müsned: 22160)
� Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
3399- Berâ b. Âzib (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), uyuyacağı zaman sağ elini yastık yapar ve şöyle derdi: “Kullarını mahşerde kaldıracağın gün beni azabından koru.” (Müsned: 17742)
� Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
Sevrî bu hadisi Ebû İshâk’tan ve Berâ’dan rivâyet ederek ikisi arasında başka birini zikretmemiştir. Şu’be ise, Ebû İshâk’tan, Ebû Ubeyde’den ve bir başka kimseden ve Berâ’dan bize aktarmaktadır.
Şüreyk ise; Ebû İshâk’tan, Abdulah b. Yezîd’den ve Berâ’dan rivâyet etmektedir. İsrail ise bu hadisi Ebû İshâk’tan, Ebû Ubeyde’den ve Abdullah’tan benzeri şekilde rivâyet etmiştir.
bölüm: 19
Ø yatarken yapılacak duâlardan…
3400- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.): Herhangi birimiz yatacağında bize şöyle dememizi emrederdi: “Allah’ım Ey göklerin ve yerlerin Rabbi, bizim ve her şeyin rabbi, taneyi ve çekirdeği yaran, Tevrat’ı, İncil’i ve Kur’ân’ı indiren! Her şerlinin şerrinden sana sığınırım ki her şeyin iradesi senin elindedir. Önce sensin senden önce hiçbir varlık yoktur. Ahir olan sensinsenden sonra hiçbir varlık yoktur. Zahir olan sensin senin üzerinde hiçbir varlık yoktur. Bâtın sensin senin ötende hiçbir şey yoktur. Benim borçlarımı ödettir ve beni fakirlikten kurtar.” (Müslim, Zikir: 27; Ebû Dâvûd, Edeb: 17)
� Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
bölüm: 20
Ø yatarken yapılacak duâ
3401- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: “Biriniz yatağından kalkıp tekrar oraya döndüğünde elbisesinin eteğiyle yatağın içersini üç kere çırpıp temizlesin çünkü kendisinden sonra o yerini kimin işgal ettiğini bilemez. Yattığı zamanda şöyle desin: Ey Rabbim senin adınla yatağa yanımı koydum ve senin vereceğin güç kuvvet ve izinle o yataktan yanımı kaldıracağım. Eğer ruhumu tutarsan ona rahmet et. Şayet ruhumu alıp götüreceksen Salih kullarını muhafaza ettiğin yerde ruhunu muhafaza et.” Uyandığında da şöyle desin: “Vücuduma sıhhat ve afiyet veren Allah’a hamdolsun. Ruhumu bana geri çeviren ibadet ve kulluk yapmama izin veren Allah’a hamdolsun.” (Buhârî, Deavat: 27; Müslim, Zikir: 17)
� Tirmizî: Bu konuda Câbir ve Âişe’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Ebû Hüreyre hadisi hasendir. Bazıları bu hadisi rivâyet edip şöyle demiştir: “Elbisesinin bir parçasıyla yatağını çırpıp temizlesin.”
bölüm: 21
Ø yatarken okunacak sûreler hangileridir?
3402- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.), yatağına yatacağı zaman avuçlarını bir araya getirir onlara üfürerek o ikisi içerisine İhlas, Felak ve Nas sûrelerini okur sonra o avuç içleriyle vücudunun ulaşabileceği kadar yerlerini sıvazlardı. Bu işe başından ve yüzünden başlar ve bunu üç sefer yapardı. (Ebû Dâvûd, Edeb: 27)
� Tirmizî: Bu hadis hasen garib sahihtir.
bölüm: 22
Ø yatarken başka hangi sûre okunur?
3403- Ferve b. Nevfel (r.a.)’den rivâyete göre, Ferve, Peygamber (s.a.v)’e geldi ve: “Ey Allah’ın Rasûlü! Yatağıma yattığımda söyleyeceğim bir şeyi bana öğret.” Rasûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Kafirun sûresini oku, çünkü bu sûre kişiyi şirkten korur.” Şu’be dedi ki: Ebû İshâk bazı rivâyetlerde; “Bu sûreyi oku” diyor bazı rivâyetlerinde de: “Bir kere oku” diyor. (Ebû Dâvûd, Edeb: 27; Dârimî, Fedail: 17)
� Musa b. Hizam, Yahya b. Adem vasıtasıyla İsrail’den, Ebû İshâk’tan, Ferve b. Nevfel’den ve babasından rivâyet ederek “Nevfel, Peygamber (s.a.v)’e geldi…” diyerek geçen hadisin manaca bir benzerini bize aktarmıştır ki bu rivâyet daha sağlamdır.
Tirmizî: Züheyr bu hadisi Ebû İshâk’tan, Ferve b. Nevfel’den ve babasından buradakine benzer şekilde rivâyet etmiştir. Bu rivâyet Şu’be’nin rivâyetinden daha uygun ve daha sağlamdır. Ebû İshâk’ın adamları bu hadiste karmaşıklığa düşmüşlerdir.
Bu hadis başka şekilde de rivâyet edilmiştir. Abdurrahman b. Nevfel babasından rivâyet etmiştir. Abdurrahman b. Ferve, Abdurrahman b. Nevfel’in kardeşidir.
3404- Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), Secde ve Mülk sûrelerini okumadan uyumazdı.” (Dârimî, Fedail-ül Kur’ân: 27)
� Tirmizî: Aynı şekilde Sûfyân ve başkaları bu hadisi Leys’den, Ebû’z Zübeyr’den, Câbir’den banzeri şekilde rivâyet etmişlerdir. Züheyr bu hadisi Ebû’z Zübeyr’den rivâyet ederek şöyle demektedir: Ebû’z Zübeyr’e bu hadisi Câbir’den işittin mi diye sordum. Şu karşılığı verdi: Câbir’den duymadım ancak Safvân’dan veya Safvân’ın oğlundan işittim. Şebabe de bu hadisi Muğîre b. Müslim’den, Ebû’z Zübeyr’den, Câbir’den Leys’in hadisine benzer şekilde rivâyet etmiştir.
3405- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), Zümer sûresi ve İsra sûrelerini okumadan uyumazdı.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Muhammed b. İsmail bana şöyle haber verdi: Ebû Lübabe’nin adı; Mervan olup Abdurrahman b. Ziyâd’ın azâdlı kölesidir. Ebû Lübabe, Âişe’den hadis işitmiştir. Hammad b. Zeyd te ondan hadis dinlemiştir.
3406- Irbad b. Sariye (r.a.)’den rivâyet edilmiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), Müsebbihat denilen (Hadid, Haşr, Saff, Cuma, Teğabün ve A’lâ) sûrelerini okumadan uyumazdı ve şöyle buyururdu: Bu sûreler içersinde bin ayetten daha hayırlı bir ayet vardır.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 27)
� Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.
|