lovepowerman
[lovepowerman]
lovepowerman
Kayıt Tarihi: 13.09.2010
İleti Sayısı: 2.590
Şehir: İzmir
Durum: Forumda Değil
E-Posta Gönder
Web Adresi
Özel ileti Gönder
|
Konu Tarihi: 13.03.2011- 22:40
Rasûlullah (s.a.v.), arafatta vakfe yerinde
nasıl duâ ederdi?
3520- Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), Arafat akşamı vakfe yerinde şöyle duâ ederdi: “Allah’ım, senin buyurduğun gibi ve bizim söylediğimizden daha hayırlı biçimde sana hamdolsun. Allah’ım namazım tüm ibadetlerim hayatım ve ölümüm senin içindir. Dönüşüm sanadır. Her türlü varlığım sana kalacaktır. Allah’ım kabir azabından kalbimin vesvesesinden işlerimin dağınıklığından sana sığınırım. Allah’ım rüzgarın getireceği afetlerin şerrinden sana sığınırım.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle garibtir. Senedi de sağlam değildir.
bölüm: 89
Ø geniş kapsamlı dua nasıldır?
3521- Ebû Umame (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), çok uzunca bir duâ etmişti ki ondan bir şey ezberleyememiştik. Bunun üzerine: “Ey Allah’ın Rasûlü! Uzunca bir duâ yaptınız bundan bir şey ezberleyemedik” dedik. Şöyle buyurdular: “Size tüm duâları toplayan bir duâ öğreteyim mi? Şöyle duâ edersiniz: “Allah’ım! Peygamber’in Muhammed (s.a.v.)’in senden istediği şeyin hayrından biz de istiyoruz ve Peygamber’in Muhammed (s.a.v.)’in sana sığındığı şeyin şerrinden biz de sana sığınıyoruz. Yardımına müracaat edilen tek kapı sensin eninde sonunda sana ulaşacağız hiçbir güç ve kuvvet yoktur ancak tüm güçler senin elindedir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.
bölüm: 90
ØRasûlullah (s.a.v.)2in en çok yaptığı duâ hangisidir?
3522- Şehr b. Havşeb (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ümmü Seleme (r.anha)’ya; “Ey Mü’minlerin anası! Rasûlullah (s.a.v.), senin yanında olduğu zaman en çok yaptığı duâ ne idi?” Dedi ki: “Çoğunlukla yaptığı duâ şuydu: “Ey kalbleri bir halden bir hale çeviren Rabbim, benim kalbimi de dinin üzere sabit kıl.” Ben kendisine: “Ey Allah’ın Rasûlü! Niçin bu duâyı yapıyorsunuz?” diye sordum. Şöyle buyurdular: “Hiçbir kimse yoktur ki onun kalbi Allah’ın parmakları arasında olmuş olmasın. Dilediğini düzeltir, düzgün yola kor dilediğini ise kalbini kaydırarak yoldan çıkarır.” Sonra Âl-i Imrân sûresi 8. ayetini okudu: “O derin kavrayış sahipleri şöyle yakarırlar: “Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi bu gerçeklerden bir daha saptırma, katından bize rahmet ver, şüphesiz bağışı en çok olan sensin sen.” (Müsned: 25210)
� Tirmizî: Bu konuda Âişe’den, Nevvâs b. Sem’an’dan, Enes, Câbir, Abdullah b. Amr ve Nuaym b. Ammâr’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasendir.
bölüm: 91
Ø uykusunda korkan kimsenin yapacağı duâ
3523- Büreyde (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Hâlid b. Velid el Mahzûmî, Peygamber (s.a.v)’e şikayette bulundu ve şöyle dedi: Ey Allah’ın Rasûlü! Korkudan dolayı gece uyuyamıyorum. Rasûlullah (s.a.v.) ona şöyle buyurdu: Yatağına girdiğinde şöyle duâ et: “Allah’ım ey yedi kat göklerin ve gölgelendirdiklerinin Rabbi, Ey dünyaların ve sırtında taşıdıklarının Rabbi, Ey şeytanların ve saptırdıklarının Rabbi, Bütün yarattıklarının şerrinde ve onlardan birinin bana saldırması ve haksızlık etmesinden beni koruyucu ol. Senin koruman altında olan güçlüdür. Senin övgün yücedir. Senden başka gerçek ilah yoktur. Ancak sen varsın.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadisin senedi sağlam değildir. Hakem b. Zuheyr’in rivâyetini bazı hadisçiler almıştır. Bu hadis başka bir şekilde mürsel olarak rivâyet edilmektedir.
bölüm: 92
Ø sıkıntılı anlarda Rasûlullah (s.a.v.) nasıl dua ederdi?
3524- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Herhangi bir iş Rasûlullah (s.a.v.)’e sıkıntı verdiği zaman şöyle duâ ederdi: “Ey devamlı din olan ölümsüz bütün varlıkların tek yöneteni ve gözeteni senin rahmetinle yardım isterim.”
Aynı senedle Enes dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ya zelcelali velikram” duâsına devam ediniz.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis garibtir.
Bu hadis Enes’den değişik bir şekilde de rivâyet edilmiştir.
3525- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ya zelcelali velikram” duâsına devam ediniz.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis garib olup mahfuz değildir. Gerçek şu ki bu hadis Hammad b. Seleme’den, Humeyd’den ve Hasan-ı Basrî’den rivâyet edilmiştir ki bu rivâyet daha sağlamdır. Müemmil hadisin senedinde yanılarak Humeyd’den ve Enes’den demiştir ki bu konuda kendisine uyan olmamıştır.
bölüm: 93
Ø abdestli olarak yatağa girip dua eden kimsenin durumu
3526- Ebû Umâme el Bâhîlî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu işittim: “Abdestli olarak yatağına giren uykusu gelinceye kadar Allah’ı zikreden bir kimse uykusu anında veya gecenin bir vaktinde dünya ve ahiretin hayrına dair hangi duayı yaparsa mutlaka Allah ona o isteklerini verir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.
Bu hadis aynı şekilde Şehr b. Havşeb’den, Ebû Zabya’den, Amr b. Abese’den de rivâyet edilmiştir.
bölüm: 94
Ø uykudan korkarak uyanan ne demeli?
3527- Muâz b. Cebel (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v), bir adamın şöyle duâ ettiğini işitti: “Allah’ım senden nimetin tamamını isterim.” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.), “Nimetin tamamı hangi şeydir” diye sordu. Ben: “Bir duâ ettim ve bu duâ sebebiyle hayır ümid etmekteyim” dedi. Rasûlullah (s.a.v.), ise: “Cennete giriş ve Cehennem’den kurtuluş nimetin tamamı sayılır” buyurdu.
Yine Rasûlullah (s.a.v.) bir adamın: “Ya zelcelali velikram” dediğini işitti ve bunun üzerine şöyle buyurdu: “Duâ kapısı sana açıldı dilekte bulun!” Yine Peygamber (s.a.v) bir adamın: “Allah’ım senden sabır isterim” dediğini duydu ve: “Sen Allah’tan bela ve imtihan istemiş oldun ondan afiyet dile” buyurdu. (Müsned: 21009)
� Ahmed b. Meni’, İsmail b. İbrahim’den, Cüreyrî’den bu senedle bu hadisin bir benzerini rivâyet etmişlerdir.
Tirmizî: Bu hadis hasendir.
3528- Amr b. Şuayb (r.a.)’ın dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Biriniz uykudan korkarak uyanırsa şöyle desin: “Allah’ın gazabı ve azabından, kullarının şerrinden, şeytanların vesveselerinden ve bana yaklaşmalarından Allah’ın eksiksiz olan tam kelimelerine sığınırım.” Bu durumda hiçbir şey ona zarar vermez. Abdullah b. Amr, akıl baliğ olan çocuğuna bu duâyı belletir. Okuyamayacak küçük çocuklar için bir kağıda yazıp onun boynuna asardı. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.
bölüm: 95
Ø sabah akşam söylenebilecek duâ
3529- Ebû Râşid el Hayranî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdullah b. Amr b. Âs’a geldim ve: “Rasûlullah (s.a.v.)’tan işittiğin bir şeyi bana anlatır mısınız?” dedim. Bunun üzerine bana bir yazı çıkardı ve: “Bu, Rasûlullah (s.a.v.)’in benim için yazdırdığı şeydir” dedi. Yazıya baktım orada şunlar yazılıydı: Ebû Bekir es Sıddık: “Ey Allah’ın Rasûlü! bana sabah ve akşam okuyacağım bir duâyı öğret” dedi. Rasûlullah (s.a.v.): Ey Ebû Bekir şöyle de buyurdu: “Ey Allah’ım Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Gizli ve açık her şeyi bilen senden başka gerçek ilah yoktur. Ancak sen varsın. Her şeyin Rabbi ve idarecisi sensin. Benliğimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve beni şirke düşürmesinden, günah işlemekten ve bir Müslüman’a kötülük etmekten sana sığınırım.” (Müsned: 6309)
� Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
bölüm: 96
Ø allah’tan daha kıskanç birisi var mıdır?
3530- Amr b. Mürre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebû Vâil’den işittim, şöyle diyordu: Abdullah b. Mes’ûd’tan şöyle dediğini işittim, dedi. Bunun üzerine ben kendisine sen bunu Abdullah’tan işittin mi diye sordum. Ebû Vâil: “Evet” dedi. Abdullah hadisi merfu olarak rivâyet ederek şöyle dedi: “Allah’tan daha kıskanç bir kimse yoktur bu yüzden gizli ve açık tüm kötülükleri haram kılmıştır. Övülmeyi Allah’tan daha çok seven bir kimse yoktur. Bu yüzden Allah kendini övmüştür.” (Buhârî, Tefsir-ül Kur’an: 27; Müslim, Tevbe: 17)
� Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garib sahihtir.
bölüm: 97
Ø namazda yapılacak başka bir duâ
3531- Ebû Bekir es Sıddık (r.a.)’tan rivâyete göre, kendisi şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü! Bana namazda yapacağım bir duâ öğret” dedim. Rasûlullah (s.a.v.) de şöyle buyurdu: “Deki: Ey Allah’ım ben nefsime çok zulmettim günahları ancak sen bağışlarsın katından bir bağışlanma ile beni bağışla bana merhamet et. Şüphesiz sen bağışlayan ve acıyansın.” (Buhârî, Ezan, 17; Müslim, Zikir: 27)
� Tirmizî: Bu hadis Leys b. Sa’d rivâyeti olarak hasen garibtir. Ebû’l Hayrın ismi Mersed b. Abdullah el Yezenî’dir.
3532- Muttalib b. ebi’l Vedaa (r.a.)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Abbâs sanki bir şey duymuş gibi Rasûlullah (s.a.v.)’in yanına gelmişti. Rasûlullah (s.a.v.), minberde doğruldu ve “Ben kimim” buyurdu. Ashab: “Sen Allah’ın Rasûlüsün sana selam olsun.” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ben Abdulmuttalib oğlu Abdullah oğlu Muhammed’im. Allah yarattıklarını yaratmış ve beni yarattıklarının en hayırlılarından kılmıştır. Sonra o yaratıklarını ikiye ayırmış beni onlar içinde yine en hayırlılarından kılmıştır. Sonra o insanları kabilelere ayırmış ve beni en hayırlı kabileden çıkarmıştır. Sonra o kabileleri de daha küçük birimlere ayırmış ve beni de neseb soy sop olarak onların en hayırlılarından kılmıştır.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis hasendir.
bölüm: 98
Ø günahlar, ağacın yaprağı gibi hangi dua ile dökülür?
3533- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.), yaprakları kurumuş bir ağacın yanından geçerken bastonuyla ağaca vurdu ve yaprakları döküldü. Bunun üzerine şöyle buyurdu: “Tüm eksiksiz övgüler Allah’a mahsustur, Allah’ı tenzih ederim ve O’nu överim O’ndan başka gerçek ilah yoktur. Ancak O vardır. Allah en büyüktür, sözlerini söylemek kulun günahlarını şu ağacın yapraklarını döktüğü gibi mutlaka dökecektir.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis garibtir.
3534- Umâra b. Şebîb es Saî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim güneşin batımından sonra on kere Allah’tan başka gerçek ilah yoktur ancak O vardır O tektir, O’nun ortağı yoktur. Saltanat ve irade tümüyle ona aittir. Eksiksiz övgülere O layıktır. Hayat veren O’dur. Ölüm de O’nun elindedir. Ve o her şeye güç yetirendir” derse Allah bu kimse için sabaha kadar şeytandan koruyacak silahlı koruyucular gönderir ve ona on sevap yazılır ve on günahı silinir. Ve bu yaptığı duâ on mü’min köleyi hürriyetine kavuşturma sevâbına denk sevap kazandırmış olur. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Leys b. Sa’d’ın rivâyetiyle bilmekteyiz. Umâra’nın Peygamber (s.a.v)’den hadis işittiğini bilmiyoruz.
bölüm: 99
Ø tevbe ve istiğfarın değeri ve Allah’ın kullarına rahmeti
3535- Zir b. Hubeyş (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Saffan b. Assâl el Murâdî’ye mestler üzerine mesh yapmanın hükmünü sormaya gelmiştim bana şöyle dedi: “Ey Zir! Seni buraya hangi şey getirdi?” Ben de: “Bilgi edinmek için” dedim. Bunun üzerine Safvân: “Şüphesiz ki melekler ilim elde etmek için gayret gösterene istediği şeyden memnunluk duyarak onu her şeyden korumak için kanatlarını gererler.” Ben de: “Soracağım ve kalbimi tırmalayan şey şudur dedim ve: “Büyük ve küçük abdest bozduktan sonra mestler üzerine mesh yapmak nasıl olacaktır?” Sen Peygamberin sahabîlerindensin. Sana bu konuyu sormaya geldim sen Rasûlullah (s.a.v.)’den bu konuda bir şeyler işittin mi?” Safvân: “Evet” dedi; “Rasûlullah (s.a.v.) ile yolculukta olduğumuz zaman veya bir yerde misafir olduğumuz zaman cünüplük dışında küçük abdest, büyük abdest ve uykudan dolayı üç gün üç gece mestlerimi çıkarmamamızı emrederdi.”
Bundan sonra ben: “Rasûlullah (s.a.v.)’den sevgi hakkında bir şeyler işittin mi?” diye sordum. Safvân: “Evet” dedi; bir yolculukta Peygamber (s.a.v) ile birlikteydik ansızın bir bedevi yüksek sesle “Ya Muhammed!” diye bağırdı. Rasûlullah (s.a.v.)’de onun sesine yakın bir sesle: “Haydi gel” diye cevap verdi. Biz o bedevî kimseye yazıklar olsun sana sesini alçalt, çünkü sen peygamberin huzurundasın yüksek sesle konuşmak yasaktır dememize rağmen vallahi sesimi alçaltmam dedi. Sonra o bedevi dedi ki: “Bir kişi bir topluluğu seviyor ama henüz onlara katılmış değil.” Bunun üzerine Peygamber (s.a.v): “Kıyamet gününde kişi sevdikleriyle beraberdir” buyurdu. Ve bize bazı şeyler anlattı. Sonunda şöyle buyurdu: “Batı tarafında (Sûfyân, Şam tarafında dedi.) bir kapıdan bahsetti ki bu kapının genişliği bir binitli kimsenin kırk yıl veya yetmiş yıl yürümesi kadardır. Allah bu kapıyı gökleri ve yeri yarattığı gün tevbe için açmıştır. Güneş batıdan doğuncaya kadar yani kıyamete kadar da kapatmayacaktır.” (Nesâî, Tahara: 27)
� Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
3536- Zir b. Hubeyş (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Safvân b. Assâl el Muradiye gelmiştim ki bana “Buraya niçin geldin” dedi. Ben de: “Bilgi edinmek için” dedim. Bunun üzerine Safvân: Benim Rasûlullah (s.a.v.)’den öğrendiğime göre: “Melekler ilim öğrenmek isteyen kimseye memnun olduklarından dolayı onu her şeyden korumak için kanatlarını gererler.” Sonra kendisine dedim ki: “Mest üzerine mesh konusunda zihnime takılan şeyler var bu konuda Rasûlullah (s.a.v.)’den öğrendiğin bir şeyler var mı?” Safvân: “Evet” dedi; “Bir yolculukta olduğumuzda veya misafirlikte iken cünüplük dışında küçük abdest, büyük abdest bozmak ve uykudan dolayı üç gün üç gece mestlerimizi çıkarmamamızı bize emretmişti.”
Bundan sonra ben: “Rasûlullah (s.a.v.)’den sevgi hakkında bir şeyler işitin mi?” Safvân: “Evet” dedi; “Bir yolculukta Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber iken görgüsüz kaba bir bedevi yüksek sesle Ya Muhammed! Ya Muhammed! Diye Peygamberimizi çağırmıştı. Ashab ona: Sus, sesini alçalt; böyle yapmak yasaktır, dedik. Rasûlullah (s.a.v.), onun sesine yakın bir sesle: “Gel bakalım” diye cevap verdi. O bedevi de: “Bir kimse bir topluluğu seviyor ama henüz onlar arasına karışmış değildir” diye cevap verdi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Kişi sevdikleriyle beraberdir” buyurdu: Zir diyor ki: Safvân anlattı anlattı sonunda Allah’ın tevbe için batıda genişliği yetmiş yıllık mesafe olan bir kapı yarattığını, güneş batı tarafından doğuncaya kadar kapatılmayacağını ve Allah’ın Enam sûresi 158. ayetinin bu tevbe konusunda olduğunu bana anlattı: “O Allah’tan başkasına ilahlık yakıştıranlar, inanmak için kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini ya da Rabbinin bazı ayetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Ancak Rabbinin onları imana mecbur edecek bazı alametleri geldiği gün, iman etmenin daha önce inanmamışsa veya inancıyla bir iyilik kazanmamışsa, o günkü imanı ona bir fayda sağlamaz. De ki: Bekleyin öyleyse ahiret gününü ey inançsızlar! Biz de bekliyoruz başınıza gelecekleri.” (Nesâî, Tahara: 27)
� Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
3537- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Allah kulunun tevbesini can boğaza gelmediği sürece kabul eder.” (İbn Mâce, Zühd: 17)
� Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.
Muhammed b. Beşşâr, Ebû Âmir el Akdî vasıtasıyla Abdurrahman’dan aynı senedle bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır.
3538- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sizden birinizin tevbe etmesi, kaybettiği bir şeyi bulduğunda nasıl sevinirse Allah ondan daha fazla sevindirir.” (Müslim, Salat: 27; İbn Mâce, Zühd: 17)
� Tirmizî: Bu konuda İbn Mes’ûd, Numân b. Beşîr ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle Ebû’z Zinad rivâyeti olarak hasen sahih garibtir. Bu hadisi Mekhûl, Ebû Zerr rivâyetiyle aynı senedle benzeri şekilde rivâyet etmiştir.
3539- Ebû Eyyûb (r.a.)’den rivâyete göre: Ebû Eyyûb, ölümü yaklaştığında şöyle dedi: “Bir şeyi sizden gizlemiştim o da şuydu: Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işittim: Siz günah işlemez bir toplum olsaydınız mutlaka Allah günah işleyen bir topluluk yaratırdı da onlar günah işlerler ve Allah’a tevbe ederlerdi. Allah’ta onları bağışlardı.” (Müslim, Tevbe: 27)
� Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir.
Bu hadis Muhammed b. Ka’b’den, Ebû Eyyûb’tan benzeri şekilde rivâyet edilmiştir. Aynı şekilde Kuteybe, Abdurrahman b. ebi’z Zinad vasıtasıyla Gafre’nin azâdlı kölesi Ömer’den, Muhammed b. Ka’b’tan ve Ebû Eyyûb’tan benzeri şekilde rivâyet edilmiştir.
3540- Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim şöyle buyurdu: “Allah: Ey Ademoğlu! Sen bana duâ ettiğin ve benden ümid ettiğin sürece senin hatalarını bağışlarım ve hiç aldırış etmem. Ey Ademoğlu! Senin günahların göğün bulutlarına ulaşsa bile sen de benden bağışlanma dilesen seni bağışlarım ve hiçbir şeye aldırış etmem. Ey Ademoğlu! Sen bana dünya dolusu kadar hatalarla gelip bana hiçbir şeyi ortak koşmamış olsan şüphesiz seni dünya dolusu bağışlanma ile karşılarım.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis garibtir. Ancak bu şekliyle bilmekteyiz.
bölüm: 100
Ø allah’ın rahmeti yüz olup 99’u kendisinde biri yeryüzündedir
3541- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Allah, yüz rahmet yarattı ve yarattıkları arasına bir merhamet koydu ki bu yüzden insanlar ve hayvanlar birbirlerine merhamet ederler. Doksan dokuz rahmet ise Allah’ın katındadır.” (Buhârî, Edeb: 27; Müslim, Tevbe: 17)
� Tirmizî: Bu konuda İbn Selman, Cündüp b. Abdullah b. Sûfyân el Becelî’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
3542- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Mü’min, Allah katında olan azabı bilmiş olsa hiç kimse Cennete göz dikmez, Kafir de Allah katında olan rahmeti bilmiş olsa hiç kimse Cennet’ten ümidini kesmezdi.” (Müslim, Tevbe:
� Tirmizî: Bu hadis hasendir. Alâ’nın babasından ve Ebû Hüreyre’den rivâyet etmesiyle bilmekteyiz.
3543- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Allah tüm yarattıklarını yarattığı zaman kendi üzerine şöyle yazmıştır: “Benim rahmetim gazabımı geçmiştir.” (İbn Mâce, Zühd: 27)
� Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir.
3544- Enes (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), mescide girdi ve bir adam namaz kılmış duâ ediyor ve duâsında şöyle diyordu: “Ey Allah’ım senden başka ilah yoktur, ancak sen varsın sen bol bol verensin.” Ey göklerin ve yerin yoktan var edicisi, Ey Celal ve ikram sahibi” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Onun Allah’a ne ile duâ ettiğini biliyor musunuz?” diye sordu sonra kendisi: “O kimse Allah’a ismi azam duâsıyla duâ etmiştir. Bununla duâ edildiğinde Allah kabul eder ve bu duâlarla istenildiğinde Allah verir” diye cevap verdi. (İbn Mâce, Dua: 27)
� Tirmizî: Sabit b. Enes’in rivâyeti olarak bu hadis garibtir. Bu şeklin dışında da Enes’den bu hadis rivâyet edilmiştir.
bölüm: 101
Ø kimlerin burnu yerde sürtülecektir?
3445- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Yanında ismim anıldığı halde bana salevat getirmeyen kimsenin burnu yerde sürtünsün. Ramazan ayına girdiği halde günahlarını bağışlatmadan Ramazandan çıkan kimsenin de burnu yerde sürünsün. Yanında anne ve babası ihtiyarlamalarına rağmen onları razı etmediğinden dolayı Cennete giremeyen kimsenin burnu yerde sürtülsün.” Abdurrahman diyor ki: “Zannedersem anne ve babasından biri” demişti. (Müsned: 7139)
� Tirmizî: Bu konuda Câbir ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
Rib’î b. İbrahim, İsmail b. İbrahim’in kardeşi olup güvenilir bir kişidir. Kendisine İbn Uleyye de denilir.
Bazı ilim adamlarından şöyle rivâyet edilmiştir: “Bir kimse bir toplantıda Peygambere tek bir kere salevat getirse toplantı sonuna kadar o kimseye yeterlidir.”
3546- Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cimri o kimsedir ki yanında ismim anılır fakat bana salevat getirmez.” (Müsned: 1645)
� Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir.
bölüm: 102
Ø allah’a en sevimli duâ kendisinden afiyet istenmesidir
3547- Abdullah b. ebî Evfâ (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle duâ ederdi: “Allah’ım! Kalbimi kar, dolu ve soğuk su ile soğut. Allah’ım! Beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi kalbimi de hatalardan temizle.” (Nesâî, Gusül: 17)
� Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir.
3548- İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kime duâ kapısı açılmış ise ona rahmet kapıları açılmıştır. Allah’tan afiyet istenilmesinden daha sevimli bir şey istenilmemiştir.” Rasûlullah (s.a.v.) konuşmasını şöyle devam etti: “Duâ, inen belaya ve inmeyen belaya karşı faydalıdır. Ey Allah’ın kulları duâya sarılınız.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis garibtir. Sadece Abdurrahman b. Ebî Bekir el Kureşî’nin rivâyetiyle bilmekteyiz ki bu şahıs hadis konusunda zayıftır. Bazı hadisçiler hafızası yönünden kendisini zayıf kabul etmişlerdir. İsrail bu hadisi Abdurrahman b. ebî Bekir’den, Musa b. Ukbe’den, Nafi’ ve İbn Ömer’den rivâyet ederek şöyle aktarmışlardır: “Allah’tan afiyetten daha sevimli olan bir şey istenmemiştir.”
3549- Bilâl (r.a.)’den Peygamber (s.a.v)’in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: “Gece namazını ihmal etmeyiniz. Çünkü o sizden önceki salih kişilerin adetidir. Gece namazı Allah’a yakınlık olup günahlardan sakındırır, kötülüklere keffâret olup vücuttan hastalığı kovar.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bilâl’in rivâyetiyle ve sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Senedi yönünden zayıftır.
Tirmizî: Muhammed b. İsmail’den işittim şöyle diyordu: Muhammed el Kureşî, Muhammed b. Saîd eş Şamî’dir. İbn ebî Kays ve Muhammed b. Hassân bu zatın kendisidir ve hadisleri terkedilmiştir.
Muaviye b. Salih bu hadisi Rabia b. Yezîd’den, Ebû İdris el Havlânî’den, Ebû Umâme’den rivâyet ederek şöyle demişlerdir: “Gece ibadete devam ediniz! Çünkü O sizden önceki Salih insanların adetidir. Rabbinize yaklaştırıcıdır, günahlara keffârettir, günahlardan sakındırır.” (
Tirmizî: Ebû İdris’in, Bilâl’den rivâyet ettiği bu hadis daha sahihtir.
3550- Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ümmetimin ömürleri yetmiş ile altmış arasındadır. Onlardan yetmişi aşacak olanlar çok azdır.” (İbn Mâce, Zühd: 27)
� Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Muhammed b. Amr’ın, Ebû Seleme’den ve Ebû Hüreyre’den rivâyeti olarak…
Ebû Hüreyre’den daha değişik bir şekilde de rivâyet edilmiştir.
bölüm: 103
Ø Rasûlullah (s.a.v.)’den değişik duâlar
3551- İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle duâ ederdi: “Rabbim bana yardım et, aleyhimde olacak şeylerde yardım etme. Bana yardım et aleyhime yardımcı olma. Bana zafer ver bana karşı olanlara zafer verme, olayları benim iyiliğime gerçekleştir. Bana zarar olacak şekilde gerçekleştirme. Beni hidayete erdir ve hidayeti bana kolaylaştır. Bana saldırana karşı yardımını benden esirgeme. Ey Rabbim beni sana çok şükreden, seni çok zikreden senin azabından çok korkan sana pek çok itaat eden, sadece senin için eğilen, sana yönelip yakaran bir kişi kıl. Ey Rabbim tevbemi kabul eyle günah ve hatalarımı temizle duâmı kabul et. Delilimi sabit eyle, dillimi doğru kıl. Kalbime hidayet eyle göksümden kin ve hasedi çıkar.” (Ebû Dâvûd, Salat: 27; İbn Mâce, Duâ: 17)
� Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Mahmûd b. Gaylân, Muhammed b. Bişr el Abdî’den ve Sûfyân’dan bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır.
3552- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Her kim kendisine zulmedene bedduâ ederse mutlaka yardım görür.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis garib olup bu hadisi sadece Ebû Hamza’nın rivâyetiyle bilmekteyiz. Ebû Hamza hakkında bazı ilim adamları ileri geri konuşmuşlardır. Kendisine Meymun el A’ver denilir. Kuteybe, Humeyd b. Abdurrahman er Revâsî vasıtasıyla Ebû’l Ahves’den ve Ebû Hamza’dan aynı senedle bu hadisin bir benzerini rivâyet etmişlerdir.
bölüm: 104
Ø dört bin tesbih çekmeye bedel duâ var mıdır?
3553- Ebû Eyyûb el Ensârî (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Her kim on kere: “Allah’tan başka gerçek ilah yoktur sadece Allah vardır. O tektir, ortağı yoktur, saltanat O’nundur, her türlü övgüler ona mahsustur, hayat veren de öldüren de O’dur. O’nun gücü her şeye yeter” derse İsmail zürriyetinden dört köleyi hürriyetine kavuşturmuş gibi sevap kazanır. (Buhârî, Deavat: 27; Müslim: Zikr: 17)
� Tirmizî: Bu hadis Ebû Eyyûb’tan mevkuf olarak ta rivâyet edilmiştir.
3554- Safiye (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) yanımıza girdi. Önümde tesbih gibi saydığım dört bin çekirdek bulunuyordu. Dedim ki: Onlarla sayarak Allah’ı tesbih etmişimdir. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ben sana bu tesbih çektiğin şeylerden daha fazla sevap kazandıracak birşeyi öğreteyim mi?” Ben de: “Evet” dedim. Buyurdular ki: “De ki: Allah’ın yarattıkları sayısınca tesbih ederim.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
� Tirmizî: Bu hadis garib olup sadece Safiyye rivâyetiyle bu şekilde bilmekteyiz ki Haşim b. Saîd el Kufî tarafından rivâyet edilmiştir. Senedi pek bilinmemektedir. Bu konuda İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
3555- Cüveyriyye binti Hâris (r.anha)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Mescidde namaz kıldığım yerde iken Rasûlullah (s.a.v.) yanıma uğramıştı. Gündüzün yarısına yakın bir zamanda uğradığında beni aynı halde buldu ve: Hala sabahki durumda mısın? diye sordu. Ben de evet dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdular: Sana bazı kelimeler öğreteyim de onları söyle böylece uzun zaman boyu burada kalmamış olursun. Yarattıklarının sayısınca Sübhlah, yarattıklarının sayısınca Sübhlah, Yarattıklarının sayısınca sübhlah. Kendi razı olacağı kadar sübhlah. Kendi razı olacağı kadar sübhlah. Arşın ağırlığı kadar sübhlah. Arşının ağırlığı kadar sübhlah. Arşının ağırlığı kadar sübhlah, sözlerinin mürekkebi kadar sübhlah sözlerinin mürekkebi kadar sübhlah sözlerinin mürekkebi kadar sübhlah.” (Müslim, Zikr: İbn Mâce, Edeb: 17)
� Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Muhammed b. Abdurrahman, Talha ailesinin azâdlı kölesidir. Medîneli bir ihtiyardır, güvenilen bir kişidir. Mes’ûdî ve Sevrî kendisinden bu hadisi rivâyet etmişlerdir.
|