phpKF - php Kolay Forum  
Ana Sayfa  |  Yardım  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
Forumunuz Hayırlı olsun yenilendi

Resim Ekleme

Bu Sayfadaki Bilgiler 04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı
Bu Sayfadaki Bilgiler 04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" Uyarınca Gerekli Durumlarda İletişim Sağlanabilmesi İçin Eklenmiştir. Lütfen Gerekli Durumlarda Kullanınız... İbrahim uzun Esatpaşa mah 3.demiryollu 1201.sk no:28 menemen/izmir/Türkiye email :Uzun_70@hotmail.com
Forum Ana Sayfası  »  Fıkıh
 »  ORUÇTAN BEKLENEN FAYDALAR

Yeni Başlık  Cevap Yaz
ORUÇTAN BEKLENEN FAYDALAR           (gösterim sayısı: 1.552)
Yazan Konu içeriği

boşluk

lovepowerman
[lovepowerman]
lovepowerman

Kullanıcı Resmi

Kayıt Tarihi: 13.09.2010
İleti Sayısı: 2.589
Şehir: İzmir
Durum: Forumda Değil

E-Posta Gönder
Web Adresi
Özel ileti Gönder

Konu Tarihi: 16.03.2011- 21:29
Alıntı yaparak cevapla  


ORUÇTAN BEKLENEN FAYDALAR (Ramazan Ayı nın Kazandırdıkları)

OruÇtan Beklenen Faydalar
Oruç tutarken, dinimizin diğer emirlerine de dikkat edilmelidir. Dikkat edilmezse, tutulan orucun sevabı azalır veya yok olur. Oruçtan ve diğer bütün dini emirlerden maksat; salih bir insan olabilmektir. Oruç tutan kimse, kötülük işlemeye devam ediyorsa, oruçtan beklenen faydanın elde edilmesi çok zordur.

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

“Nice oruç tutanlar vardır ki, açlık ve susuzluktan başka birşey elde etmezler.” Oruçtan beklenen yüksek faydaya kavuşabilmek için:

1- Gözü, faydasız şeylere, harama bakmaktan; kalbi meşgûl eden ve iyi işlerden alıkoyacak hususlardan korumalıdır.

2- Dilini yalan, gıybet, koğuculuk gibi kötü işlerden alıkoymalıdır. Orucun sevabını muhafaza edebilmek için, dili, her türlü kötülükten uzak tutmalıdır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

“Oruç, bütün kötülüklere kalkandır. Oruçlu kimse cahillik edip de kötü söz söylemesin! Şayet birisi kendisiyle itişip-kakışmak isterse, ‘Ben oruçluyum’ diye mukabelede bulunsun!”

3- Gıybet edenle dinleyen, günaha ortak oldukları için, haram şeyleri dinlemekten kulağı muhafaza etmelidir.

4- Gözü, dili, kulağı kötülüklerden koruduğu gibi el, ayak ve diğer uzuvları da haramlardan ve şüphelilerden korumak lâzımdır. Mideye haram lokma sokmamaya çalışmalıdır.

5- Sahurda, çeşitli ve kuvvetli gıdalar yemekte mahzur yoksa da, iftar vakti tıka-basa yiyerek mideye zarar vermek doğru değildir. Ağır işlerde çalışmayan, pek fazla yiyerek, oruçtan beklenen faydadan mahrum kalmamalıdır.

6- İftar vakti; “Acaba tuttuğumuz oruç kabul edildi mi?” diye düşünüp korkmalı ve orucun kabul olması için Allahü teâlâya yalvarmalıdır. Ramazan’da çok istiğfar söylemeli, Kur’ân-ı kerîm okumalı ve dinini, doğru yazılmış ilmihâl kitaplarından öğrenmelidir.
Oruç, emaneti korumayı öğretir
Oruç bir eğitimdir
Zaman
Oruç, insana sabır ve tahammülü öğretir. Hayat içerisinde zahmetle rahmet, acı ile tatlı, mihnet ile nimet bir arada bulunur. Çoğu kere nimet ve rahmete ulaşmanın yolu zahmet ve mihnetlere katlanmaktan geçer. Bu yönüyle sabır ve tahammül, başarı ve zaferin anahtarıdır. Oruç insana hayatın gerçek yüzünü ve hedefini gösterir. Hayata anlam ve bütünlük katar. İnsanın davranışlarına yön verir ve derinlik kazandırır. Böylece insana dünyayı nefsanî arzularının değil, hakikatin gözüyle görmeyi öğretir. Oruç bizi tutsak eden, gönlümüzü katılaştıran tabiat ve alışkanlıkların zincirini kırar.
Oruç ibadetini yerine getirmek için belirli bir mekana ihtiyaç yoktur. Bu bize, mekandan münezzeh olan Yüce Allah'ın, ilmiyle her yerde hazır ve nazır olduğunu, üzerimizde bizi takip eden bir nazar olduğunu hatırlatır. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: "İhsan Allah'a O'nu görüyor gibi kulluk etmendir, her ne kadar sen O'nu görmüyorsan da O seni görmektedir." (Buhârî, İman, 37)

Oruç şuuru, insan hayatına bütünlük kazandırır. Nerede olursa olsun insan, hareket ve davranışlarını kontrol eder. Bu anlayışa sahip olan bir insan Yüce Allah ile sürekli ve sıcak bir diyalog kurmuş olur. Böylece insan inançta, düşüncede, duyguda ve eylemde hep güzele yönelir.

Oruçlu, Yüce Allah'ın huzurunda vicdanıyla baş başadır. Oruç dışarıdan görüntülenebilen bir ibadet değildir. Bu nedenledir ki, oruçta riya olmaz.

Oruç insana bir ruh disiplini sağlar ve iradesini güçlendirir. Böylece zorluklara tahammül etmek ve başarıya ulaşmak kolaylaşır. İnsana nefsanî ve şeytanî dürtülere karşı mukavemet, zorluklara ve kötülüklere karşı direnç, iyilik ve güzelliklere karşı da istek ve hassasiyet kazandıran güçlü bir irade, aştığı her engelin, yendiği her güçlüğün sonunda daha da kuvvetlenir.

Oruçlu katlandığı mahrumiyet sebebiyle dikkatini önce kendi nefsine yöneltir. Kendisini keşfeder, hatalarını fark eder ve tevbe ederek Rabb'ine yönelir. Böylece oruç etkili bir nefis terbiyesi sağlar.

Oruçlu, öte yandan dikkatini bu mahrumiyeti sürekli yaşayan yoksullara çevirerek cemiyete yönelir ve yardım elini ihtiyaç sahiplerine uzatır. Oruç kalpleri yumuşatarak merhamet duygularını coşturur. Yardımlaşma ve dayanışmaya vesile olan oruç, sosyal barışı ve kardeşlik duygularını pekiştirir. Oruç, herkesten ayrı ve tek başına tutulabilir. Bu gösterir ki, dünyada inanan ve ibadet eden tek kişi kalsa da, inancının gereğini yerine getirmelidir.

Oruçlunun orucunu kasten bozduğunda kendisini keffaretle cezalandırması, onu hakikat karşısında, kendi aleyhinde olsa bile adil ve doğru davranmaya sevk eder.

Oruçlu, mahrumiyetlere katlanmasına, yeme ve içme ihtiyacına rağmen orucunu bozmamaktadır. Bu anlayış insana, hakikati her şeyin üzerinde tutma, müdafaa etme ve onun uğruna risk alma cesareti verir, ayrıca Allah rızası için feragatte bulunmayı öğretir.

Oruç kötü alışkanlıklardan kurtulmak ve iyi alışkanlıklar kazanmak için çok önemli bir fırsattır. Alışkanlıkların insan hayatı üzerinde büyük bir tesiri vardır. Yakasını bir kere kötü alışkanlıklara her nasılsa kaptıran bir adam, artık kendisini onların tesirinden kurtarmak için kuvvetli bir iradeye sahip olmalıdır. Şeytanın insanları kötü alışkanlıkların tuzağına çekmek için en çok kullandığı iki yol, mide ve şehvettir. Oruçla şeytanın bu iki tesir yolu da kapatıldığından âdetâ eli-kolu bağlanır.
Ramazan Ayı nın Kazandırdıkları

1. Öncelikle vakitlerimizi tanzim etti. Ramazan'dan önce sahurun, iftarın vaktinden habersiz, istediğimiz zaman yiyip içerken bu belli bir programa bağlandı. Yemeklerimiz artık saatinde yenmeye başladı. Buna en çok sevinen de hanımlarımız ve annelerimiz oldu. Çünkü diğer zamanlarda ayrı ayrı yenen yemekler, Ramazan ayında ailelerin birlikte oldukları yegâne mekân haline geldi.
2. Oruç bize irademizin ne kadar sağlam olduğunu gösterdi. Sofra kurulmuş, üzerinde envâi çeşit yiyecekler hazır olduğu halde, bizi onları yemek için engelleyecek hiçbir insan olmadığı halde, Allah'a olan saygımızdan, ezan okunmadan elimizi sofraya götüremedik.
3. İbadetlerimizde bir düzen hâkim oldu. Günde beş vakit namazımızı cemaatle kılmaya devam ettik. Cemaat şuuruna vardık. Aynı safta, aynı kıbleye yönelerek, bizleri yaratan ilâhî gücün sahibi Allah'ın huzurunda bir fâni kul olduğumuzu tekrar tekrar yaşadık.
4. Oruç tutanlar için bir cennetin hazırlandığını ve bu cennete Reyyân adının verildiğini öğrendik. Kıyamet gününde sadece o kapıdan oruç tutanların gireceğini duyunca, oruç ibadetinin sevabının Allah tarafından verileceği müjdesini anlamış olduk.
5. Çoluk çocuğumuzla birlikte aynı sofrada yemek yedik. Hele çocuklarımızın balkondan, pencereden, kapıdan, çatıdan minarelerin ışıklarının yanıp, ezan okunduğunun sevinçli haberini sofrada bekleyenlere iletmesinin verdiği sıcak havayı teneffüs ettik.
6. Teravih namazına giderek, huşû içerisinde yirmi rekât namaz kılmanın sevabına inanarak ve mükâfatını yalnızca Allah'tan umarak kılanların geçmiş günahlarının affedileceği müjdesini almış olduk.
7. "Ramazan münasebetiyle kapalıyız" diye meyhanesinin, içkili lokantasının camına ilân yapıştıranları, Ramazana saygı gösterenleri gördük. Fakat bu yerlerin bayramda açılacağını düşününce, mey hanelerin sadece Ramazanda değil de daima kapalı olmasının ne kadar huzur verici olduğunu düşündük.
8. Zekât ve fitrelerimizi ihtiyaç sahibi kardeşlerimize vererek, onların evlerinin de şenlenmesine vesile olmanın sevincini yaşadık. Fakir fukarayı gözeterek, onları da iftar sofralarımıza davet ettik. İftar ettirdiğimiz kişi veya kişilerin alacağı sevap kadar sevap alacağımızı da öğrendik. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmayacağını da kavradık.
9. Ramazan ayında suç işleme oranlarının düştüğü, kavga, adam öldürme ve hırsızlık gibi suçların sayısında inanılmaz ölçüde düşüşler olduğunu gerek haberlerden, gerekse televizyonlardan öğrenince, her ayımızın Ramazan olması için dua ettik.
10. Kur'an ayı olan Ramazan ayında Kur'an'ı daha iyi anlamaya, kavramaya ve hayatımıza uygulamaya çalıştık. Mukabele dinledik. Ama bu sene daha değişik bir şey yapmaya çalışalım. Kur' an'ı okuduktan sonra bir de tercümesini okuyarak, anlamaya çalışalım. Bu sene de tercümesini hatmetmeye çalışalım.
11. Ramazan ayı dışında, sinirlendiğimiz zaman bazen kötü sözler söylediğimiz olmuştur. Halbuki Ramazan ayında sakin olmamız tavsiye ediliyor. Orucu sadece mideye değil, gözümüze, kulağımıza, elimize, ayağımıza ve dilimize de tutturmamız gerekiyor. Bu yüzden oruç, insanı kötü söz söylemekten alıkoyar. Birisi yakışıksız bir lâf edecek veya kavga edecek olursa "Ben oruçluyum" denmesi gerektiğini bu ayda öğrendik.
12. Bazen dalgınlıkla, unutarak oruçlu olduğumuzu unuttuk. Ama orucumuz bozuldu mu, bozulmadı mı diye bir endişeye kapılmadık. Çünkü biz orucumuzu tamamladık. Zira Allah'ın bizi yedirip içirdiğine inandık.
13. İftar vaktini beklerken ne kadar sevinçli oluyoruz değil mi? Bir an evvel ezan okunsa da dilimiz, damağımız suya hasret dudaklarımız suya kavuşsa diye... Aklımıza hemen Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in bir hadisi geliyor: "...Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri iftar ettiğinde, diğeri de Allah'a kavuştuğu vakittir." Cenabı Allah bize iftar vaktinde duyduğumuz sevinci, O'na kavuştuğumuz zaman da yaşatır inşallah...
14. Oruçlu iken bir şey yiyip içmediğimiz için ağzımızda tuhaf bir koku oluşuyor. Ağzımız kokuyor. Fakat bu ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Bu durum da Allah'ın oruçluya verdiği değeri göstermekte, ağzının kokusunu misk kokusundan daha hoş kabul etmektedir.
15. Ramazan ayının bize kazandırdığı bir husus da, diğer aylarda şikâyetçi olduğumuz şeytanların bağlanması, bize vesvese verememesi, kötülük telkin edememesidir. Bunun yanında Ramazan ayında cennetin kapıları ardına kadar açılmakta ve cehennem kapıları da kapanmaktadır.
16. Rasülullah (s.a.v.)'in tavsiyesine uyarak sahur yemeğinin bereketinden istifade etmek için kimimiz sahura kadar yatmadı, kimimiz biraz uyudu sonra kalktı ve sahur yemeğini yedi. Ehli Kitab'a muhalefet ederek, onların oruçları ile bizim orucumuz arasındaki farkın sahur yemeği olduğunu hatırladık.
17. Sahurda ve iftarda gerine gerine yiyip de: "Ya! İşte bunu bulamayanlar da var. Şükürler olsun. Allah bulamayanlara da versin..." türünde bir şükürde bulunmadık. Çünkü hakiki şükrün; fakire, yetime, kimsesize yediğinden yedirmekle, giydiğinden giydirmekle olduğunu kavradık.
18. Mübarek Ramazan ayında oruç, iftar, teravih, vaaz, mukabele, sadakai fıtır, itikâf nasıl mübarekse, bunların insanı nasıl mübarek yapılabileceğini düşündük. Yani mübarek Ramazanda, mübarek bir insan olmak için bu ayı çok iyi değerlendirmeye çalıştık. Bir aylık değil, ölünceye kadar mübarek olmaya çalışmak gerektiğini anladık.
19. Bazı televizyon programlarına bakarak, on bir ayın sultanı Ramazanın eğlence ayı değil, ibâdet ayı olduğu fikri aklımıza iyice yerleşti. Ramazanı bir eğlence, şarkı, türkü, direkler arası ayı haline getiren bazı özel televizyonlara kendimize kaptırmadık.
20. Ramazan vesilesiyle tebrikleştik, birbirimize dua ve mağfiret diledik. Telefon ve tebrik kutlamalarıyla toplumsal dayanışmayı, kaynaşmayı, birlik ve beraberlik duygularını en zirve noktaya taşıdık elhamdülillah... Sonuç olarak Ramazan ayı bize burada sayılmayacak kadar kazançlar sağlamaktadır. Biz burada bir kısmına değinmeye çalıştık. Gözden kaçan bazı maddeler de buraya eklenebilir. Önemli olan Ramazan ayında kazandığımız güzel özellikleri, Ramazandan sonra da devam ettirmektedir. Unutmamalıyız ki, her günümüzü Cuma, her gecemizi Kadir, her ayımızı Ramazan yapmak bizim elimizdedir. Yeter ki biz, bu mübarek gün, gece ve ayları değerlendirmesini bilelim. Ne mutlu, Ramazan ayına ulaşıp, onun kıymetini bilip, hakkıyla değerlendiren ve mükâfat olarak da bayrama ulaşanlara... Ne mutlu

http://www.lovepowerman.net/
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası  »  Fıkıh
 »  ORUÇTAN BEKLENEN FAYDALAR

Forum Ana Sayfası

Forum Yazılımı:   php Kolay Forum (phpKF)  ©  2007 - 2010   phpKF Ekibi

Love Power Man

 RSS Beslemesini Görmek için Tıklayın   RSS Beslemesini Google Sayfama Ekle   RSS Beslemesini Yahoo Sayfama Ekle