TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim ve bârik ve terahham ve tehannen alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin Kemâ yelîku biazîmi şânı şerefi ve Ve kemâlihi ve rızâke anhu ve mâ tuhibbu ve terzâ lehu dâimen ebeden Bi adedi ma’lûmâtike Ve midâde kelimâtike Ve rızâe nefsike vezinete Arşike Efdale salâtin ve ekmeleha ve etemmehâ Küllemâ zekereke ve zekerehu’z-zâkirûn Ve kullemâ gafele an zikrike ve zikrihi’l-gâfilûn Ve sellim teslîmen kesîren kezâlike Ve alâ cemî’il-Enbiyâi ve’l-murselîn Ve alâ melâiketike’l-mukarrebîn Ve alâ sâdâtina ve’l-enbiyâi ve’ş-şuhedâi ve’s-sâlihîn Ve aleynâ mâahum ve’l-mü’minîne ve’l-mü’minâti ve’l-müslimîne ve’l-müslümât ecmaîn Âmîn!
MÂNÂSI: “ALLAH’ım! ALLAH’ım! Sahibimiz ve Efendimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e salât ve selâm et ve bereket ihsân buyur ve rahmet, merhamet ve şefkat et! Şerefinin-şanının azameti ve kemâlinin lâyıkınca... Ebeden-dâimen onun için seveceğin ve razı olacağın şekilde ondan razı ol! Ma’lûmatının adedince... Sözlerini yazacak kelimelerinin boyasınca (mürekkeb miktarınca) ... Nefsinin rızasınca ve Arş’ının ağırlığınca! Salâtın; en fazîletlisi en mükemmeli ve en tam (eksiksiz) olanınca! Seni zikreden zâkirler zikirlerine devâm ettikçe, Senin zikrinden gafil olanlar zikrinden gaflet ettiği sürece! Ve işte böylece, çokça ve gerçek teslimiyetle kâmil olan selâmımızı ilet! Selâmet ver! Bütün nebîlere ve mürsellere de! Yakın meleklere de! Sâdâtlarımıza (seyyidlerimize) ve evliyâlara ve şehîdlere ve sâlihlere de! Onlarla beraber bizlere ve mü’minlerin ve mü’min hanımların ve müslümanların ve müslüman hanımların cümlesine de! Bizden kabul buyur! (Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e ulaşımımıza ve sılamıza izin, inâyet ve hidâyet buyur!)”