lovepowerman
[lovepowerman]
lovepowerman
Kayıt Tarihi: 13.09.2010
İleti Sayısı: 2.590
Şehir: İzmir
Durum: Forumda Değil
E-Posta Gönder
Web Adresi
Özel ileti Gönder
|
Konu Tarihi: 22.09.2010- 21:40
KEMIK ILIĞI,ANTIKORLARIN YAPISI,Lenfoid organlar
İmmun sistemde görevli organlar
Lenfoid organlar
Primer lenfoid organlar
Fötal hayatta karaciğer,
D. sonra kemik iliği ve timus
Kuşlarda; B.fabricius kesesi
Sekonder lenfoid organlar
Lenf düğümleri, dalak, MALT
KEMIK ILIĞI
Fötal hayatın 4. ayından itibaren hem lenfoid hem de miyeloid tüm kan hücrelerinin yapım yeridir.
Immun sistemi oluşturan hücreler, kemik iliğinin çok potensli kök hücre (Pluripotential Stem Cell) denen ve farklı yönde gelişme yeteneği gösteren hücrelerinden olgunlaşır.
KEMIK ILIĞI-2
Primer lenfoid organ:
Stem hücrelerinden bazılarının B lenfositlerine dönüşümünü sağlar.
Sekonder lenfoid organ:
Birçok olgun T hücresi ve plazma hücresi de içerir.
Miyeloit hücre serisi
Trombositler
Eritrositler,
PNL
Monositler,
Makrofajlar
Dentritik hücreler
Lenfoit hücre serisi;
Olgun T lenfositleri
Th,
Ts,
Tc,
NK hücreler
B lenfositleri
Timus-1
Hücresel immun cevapta etkin
İki loblu bir organ
Herbir lob bağ doku septumları ile lobullere ayrılmıştır.
Korteks ve medulla bölgelerinden oluşur.
Timus-T hücre olgunlaşması
Timusa gelen kemik iliği stem hücreleri korteksten medullaya geçiş sırasında, olgun T lenfositler şeklinde farklılaşırlar.
T hücre olgunlaşması esas olarak fetal evrede ve doğumdan kısabir süre sonra oluşmaktadır.
Timositler korteks kısmında yoğun, medulla'da seyrektir.
Timositlerin %90-95’i timusta ölmekte, olgunlaşan lenfositlerin ancak %5-10 kadarı canlı kalarak dolaşıma katılabilmektedir.
Timus- T hücre olgunlaşması -2
Başlıca timik hormon ve faktörler;
Timosin,
Timopoietin,
Timik hormonal faktör,
Timostimulin,
Faktör timik serik
Timus replazman faktör
Timusun görevleri
Stem hücrelerinden T lenfositlerini meydana getirerek hücresel bağışıklık oluşumunu sağlar.
Makrofajları sayesinde patojen ve saprofit mikroorganizmaları fagosite eder,
Lenfoid organlarda hücrelerin olgunlaşmasını sağlayan timik hormonlar sentez eder.
Lenf düğümleri
Bağ dokusundan yapılmış bir kapsülle çevrili
Trabeküllerle lobüllere ayırılır.
Kapsülün altında subkapsüller bölge
Sonra korteks kısmı gelir.
Kortekste primer lenfoid folliküller bulunur.
Antijenik uyarımdan sonra bu folliküller icerisinde germinal merkezler veya sekonder folliküller gelişir. Burada ağırlıklı olarak B lenfositler bulunur
Korteksin altında yanı en iç kısmında medulla yer almaktadır.
Lenf düğümleri-2
Lenf düğümlerinin korteksinde
B lenfositleri,
Parakorteksinde T lenfositleri ve Makrofajlar
Medulla bölgesinde ise plazma hücreleri bulunmaktadır.
Lenf düğümleri-3
Sıvısal bağışık yanıtta
Korteks: B hücreler +Bellek B hücreler
Medulla:Plazmositler
Hücresel bağışık yanıtta
Parakortikal bölge aktiftir.
Mukozolara bağlı lenfoid doku
A-Kapsülsüz durumda yaygın lenfoid doku
Trakea, ince barsaklar ve vajina mukozalarının altındaki kapsülsüz lenfoit doku
B-Nodüler ve folliküler biçiminde olabilir.
Peyer plakları, tonsillalar
Salgısal IgA antikorlarını salgılama özelliğine sahiptir.
Dalak
Sekonder lenfoit organların en büyüyü.
Bağ dokusundan yapılmış bir kapsül ile çevrilmiştir.
Trabeküllerle loblara ayrılmıştır.
Kırmızı Pulpa: Bol miktarda sinüsler, eritrositler, makrofajlar bazı lenfositler ve az miktarda diğer hücreler
Ak Pulpa: Lenfoid hücreler
Dalak-ak pulpa
Lenfoid doku esas olarak arteria centralis uçlarının çevresinde bulunmaktadır.
T hücreleri a.c.
Periferik çevresinde,
B hücreleri a.c.
Germinal bölgede
Dalak-4
Dalaktaki hücrelerin yaklaşık %50’si B lenfositleri, %30-40’I T lenfositleridir.
Antijenik uyaımdan sonra germinal merkez fazla miktarda B lenfositi ve plazma hücresi ile dolar.
Beyaz pulpayı çevreleyen marginal zon ise APC, diğer makrofajlar ve bazı B hücrelerini bulundurur
Dalağın görevleri
Yaşlanan eritrositleri yok etmek.
Fötal hayatta eritrositlerin, postnatal hayatta granülositlerin yapımı ile ilgilenmek.
B lenfositleri aracılığı ile antikor oluşumuna katkıda bulunmak
Makrofajları aracılığı ile fagositoz yapmak
Alyuvarları depo etmek.
Monosit ve makrofajlar
Güçlü fagositoz yapma yeteneğindedir.
Yüzeyinde
IgG'nın IgG1 ve IgG3 alt birimlerinin Fc kısmına
Komplemanın C3b, C5a komponentine
İnterferon, IL-2, migrasyon inhibisyon faktörü (MIF) gibi lenfokinlere karşı da reseptör içermektedir.
Makrofajların iki önemli fonksiyonu bulunmaktadır
Fagositoz ve pinositoz
Lenfositlere antijen sunma
MHC-class I----CD8
MHC-class II---CD4
Monositlerin fonksiyonu-2
Merkezi fonksiyon
Doğal dirençteki rolü fagositoz
Edinsel immun cevabın indüksiyonunda anahtar rolu görmektedir.
Edinsel immun yanıtta efektör fonksiyon görmekte
Lenfositler:
Immun cevabın oluşumunda ve düzenlenmesinde görev alan en önemli hücrelerdir.
Lenfositlerin orijini stem hücreleridir
Stem hücreler farklılaşarak T ve B lenfositlerini oluştururlar
T lenfositler—timus
B-lenfositler—Kemik iliği
T lenfositlerinde bulunan önemli moleküller-1
TcR+: Antijen için özgül reseptörler
CD2+: T hücresine sipesifik adezyon molekülü, rozet formasyonu
CD3+ ve :Sinyal trasfer ünitesi
CD4+ veya CD8+
a) APC yüzeyindeki MHC moleküllerine bağlanma
b) Sinyal transfer
Önemli moleküller -2
Kostimülatörler
CD28-B7 etkileşimi, IL-2 üretimi artmakta
Bağişık yanıt aktivasyonu
CTLA-4-B7 etkileşimi, IL-2 üretimi durmakta
Bağışık yanıt inhibisyonu
Önemli moleküller -3
Adezyon moleküller
T hücrelerinin diğer hücrelere bağlanmasını artırmaktadır.
CD2
T lenfositlerine özel bir adezyon molekülüdür.
Bunun bağlantı kurduğu ligant-leukocyte function associated antigen–3=LFA-3 (CD58)
LFA-1 (CD11aCD18)
Bağlantı kuırduğu ligant- intracellular adhesion molecule-1 (ICAM-1 veya CD45)
Önemli moleküller -4
CD40 ligant (CD40L veya gp39)
Predominant olarak aktive olmuş T hücrelerinin yüzeyinde bulunmaktadır.
T hücre CD40-- B hücre CD40 arasındaki etkileşim,
B hücrelerinin IgM tipi antkor üretiminden diğer antikorları üretmek için gerekli olan dönüşümde görev alır
T lenfosit alt grupları:
T helper (Th): B lenfositleri, Tc ve Ts aktive
Th1: IL-2, IFN ve TNF gibi sitokinler oluşturarak hücresel bağışıklığa yardımcı olmakta
Th2: IL-2, IL-4, IL-5, IL-6 ve IL-10 gibi sitokinler oluşturarak hümöral yanıta yardımcı olmakta
T lenfosit alt grupları-2
T supresör (Ts)
B ve T hücrelerine baskılayıcı etki
Hem CD4 hem de CD8 T hücrelerinin immun yanıtı baskılayıcı etkileri vardır.
İki tipi vardır:
Ts-1 : Antijenle bağlanan baskılayıcı faktörler sentezler
Ts-2: Th aktivitelerini bloke eder
T lenfosit alt grupları-3
T sitotoksik (Tc)
Çoğu CD8 (T8) yüzey antijenini taşır
MHC-class 1 antijenleri taşıyan hücrelerle ilişki kurar
Hedef hücreleri öldürür.
Etki ettiği hücreler;
Tümör hücreleri,
Virus taşıyan hücreler
Transplant hücreler
B Lenfositleri
B lenfositlerinin farklılaşması
Karaciğer
Kemik iliğinde olmaktadır.
Bazı ileri farklılaşmalar: dalak, lenf nodu ve tonsiller gibi lenfoit organlarda
Stem hücreden olgun B hücresi oluşması antijenden bağımsız
B lenfositlerinden plazmosit ve bellek hücrelerin oluşması antijene bağımlı
B-hücrelerinin yüzeyindeki önemli moleküller
Immunoglobulinler: (BcR)
Çoğunlukla IgM ve IgD
Az bir kısmında IgG, IgA ve IgE
CD19, CD20, CD21 : BcR ile ilişkili ilave sinyal transfer molekülleri.
CD32 : IgG’nin Fc kısmına özgü reseptör (FcRII)
MHC class II : B lenfositlerce işlenmiş peptitlerin CD4+ T hücrelerine sunulmasında etkili.
B-hücrelerinin yüzeyindeki önemli moleküller-2
CD40 : T hücrelerinde bulunan CD40L ile etkileşime girerek B lenfositlerinde farklı sınıf antikorların üretimini sağlar
B7 : Kostimülatör molekül. T hücrelerinde bulunan CD28 ve CTLA-4 ile etkileşime girer.
Olgunlaşmış B lenfositlerin uyarılması
Plazma hücreleri
Bellek B lenfositleri
Nötrofil lökositler
Asıl görevleri organizmaya giren mikroorganizmaları fagosite etmek, öldürmek ve ortadan kaldırmaktır.
Yüzeyinde komplemanın C3 kompenenti ile IgG nin Fc fragmanına uygun reseptörler bulunmaktadır.
Opsonik etki
Eozinofil lökositler
Allerjik olmayan sağlıklı kişilerde periferik kan lökositlerinin % 2-5'ini oluşturur
Kanda IgE antikorlarının fazla olduğu allejik hastalıklarda sayısı artar.
Paraziter infeksiyonlara karşı bağışıklıkta etkilidirler
Bazofil lökositler ve mast hücreleri
Allerjik olaylarda rol almaktadırlar.
Yüzeyinde IgE'nin Fc kısmına karşı reseptör bulunmaktadır.
Natürel Killer Hücreler
Büyük granüllü lenfositlerdir.
Tümör hücrelerini, virusla infekte konak hücrelerini ve diğer yabancı hücreleri öldürme yeteneğindedir.
Interferon varlığında aktive olmaktadırlar
Bunların yüzeyinde C3b kompenenti ve IgG'nin Fc kısmına karşı reseptörler vardır.
NK hücreleri-ADCC (antibody-dependend cell-mediated cytotoxicity, ADCC)
Trombositler:
Bu hücreler kemik iliğinde büyük megakaryositlerden kok alırlar.
IgG ve IgE için reseptörlere ve MHC-sınıf 1 antijenlerine sahiptirler.
Seratonin gibi bazı maddeleri salgılar
ANTIKORLARIN YAPISI
Antikorlar
Immunoglobulinler (Ig)
Antiserum
Ig’lerin bulunduğu yerler
Plazma
Daha az oranda
Dokularda,
Hücreler arası sıvılarda yer alırlar.
Antikor tipleri
Antikorları, Plazmositler oluşturur
Immunoglobulin tipleri:
IgG, IgM, IgA, IgD ve IgE.
Immunoglobulinlerin yapısı
Antikorlar serum proteinlerinin çoğunlukla gama globulin fraksiyonu içinde bulunmaktadır.
Bir antikor molekülü 4 polipeptitden oluşur
2 kısa=hafif (Light chains),
2 uzun=ağır (Heavy chains)
Uzun ve kısa zincirler birbirine disülfit bağları ile bağlanmıştır.
Antikorlar iki bölgeden oluşur
Aminoterminal bölge–
variable region
Karboksi terminal bölge--- constant region
Domein (ilmik)
Hafif zincirde iki domein var:
Variable=VL
Constant=CL)
Ağır zincirde ise dört domein var:
VH,
CH1, CH2 ve CH3
IgM ve IgE’de CH4 de bulunmaktadır.
Domeinlerin işlevleri
VH + VL; Antijenin bağlanması
CH1; Komplemanın C4b parçasının bağlanması
CH2; Komplemanın C1q parçasının bağlanması
CH3; Monosit ve makrofajların Fc reseptörlerine bağlanma.
CH2 + CH3; Stafilok A proteinine bağlanma, nötrofil ve NK hücrelerinin Fc reseptörlerine bağlanma.
Papain enzimi+IgG
Üç parçaya ayırmakta;
2 adet Fab (fragment antigen binding)
1 adet "Fc" fragment crystallizable
Pepsin enzimini+IgG
F(ab')2
Genellikle küçük parçalara ayrılmış Fc kısmı
Hipervariable bölge=idiyotip
Antikorların Fab kısmındaki antijen bağlayan aşırı değişken kısım
Antikorlara immunojenik karakter kazandırır.
Anti-idiyotip antikorlar
IgG
Normal insan serumunda bulunan Ig'lerin yaklaşık % 70-75'ini oluşturur.
Birbirlerine -S- S- bağları ile bağlanmış iki adet hafif (L) ve iki ağır (H) polipeptit zincirinden oluşur
Çökme sabitesi 75S,
Molekül ağırlığı 150.000
Damar içi dağılımı %45dir.
IgG
Sekonder bağışık yanıtta fazla miktarda oluşur.
Antitoksinler IgG sınıfındandır.
Yarı ömrü 21-23 gündür ( IgG3’de 7 gün)
Normal serumda 100 ml'de 1000-1200 mg miktardadır.
IgG
Aglütinasyon, prenspitasyon oluşturur.
Opsonizasyon etkisi vardır.
IgG2 alttipi hariç, plesentadan geçmektedir.
plasentadan geçişi Fc kısmının aracılığı ile olmaktadır. F(ab')2 veya Fab fragmentlerinin plasentadan geçemez
IgG
(ADCC) de önemli rol oynamakta
Komplemanı aktive etmektedir. (IgG4 alternatif)
Virüs nötralizasyonunda etkili. (Inhibition of viral attachment).
Deride pasif anafilaksi oluşturan tek immunoglobulin
IgG
Sekonder bağışık yanıtta en çok oluşan antikor
Antikor feedback" mekanizmasında etkili
IgM
Serumdaki Ig'lerin %10'unu oluşturur.
Pentamer şeklinde 5 üniteden oluşur.
Bu alt üniteler birbirleriyle CH3 ve CH4 ilmikleri ile disülfit bağları oluşturarak bağlanırlar
IgM’de "J" zinciri de bulunmaktadır.
IgM
5-10 antijen molekülü bağlayabilmekte
Molekül ağırlığı 900.000 dir.
Sedimantasyon sabitesi 19 S
Yarı ömrü 5 gündür.
Büyük bir kısmı (%80) damar içinde bulunur.
IgM
Çoğunlukla primer immun yanıtta oluşur.
Normal serumda 100 ml.'de 120 mg miktarındadır.
Olgun B lenfositlerinin yüzeyinde bulunan IgM'ler antijene özgül reseptör görevi görmektedir.
Plasentadan geçmez. Fötüste IgM düzeyinin artmış olması konjenital infeksiyon veya perinatal infeksiyonu göstermektedir.
IgM
Aglütinasyon, hemaglutinasyon, virüs nötralizasyonu ve komplemanı bağlama özelliğindedir
İsohemoglutininler IgM yapıdadır.
Gram (-) bakteri stimulasyonlarına karşı en sık oluşan antikordur.
Heterofil antikorlar, rheumatoid faktör, soğuk aglutininler IgM yapısındadır.
Sekretuar formu da tanımlanmıştır.
IgA
Serum ve salgısal tipleri var
Serumdaki immungolobulinlerin %15-20'sini oluşturmakta
Serumdaki IgA'ların % 80'i monomer
Çökme sabitesi 7 S,
Serumda 100 ml'de 200 mg kadardır.
Molekül ağırlığı 160.000'dir.
Damar içinde % 42 oranında bulunur.
Yarı ömrü 6 gündür.
Salgısal IgA
Genellikle dimer şeklindedir
Molekül ağırlığı 400.000 dir.
Sistemik hümoral bağısıklıkta fazla etkili değildir. Mukozal immunitede önemli rol oynar.
IgA
Klasik yoldan komplemanı aktive etmez
Alternatif yoldan kompleman aktivayonu yapabilmektedir.
IgA bakteriyel lizize yol açmaz.
Lizozim enzimi varlığında gram (-) organizmlere karşı bakterisidal aktiviteye sahip
Sekretuar IgA antiviral etkisi olan bir antikordur
Aglütinasyon etkisi bulunmaktadır.
IgD
Serumda eser miktarda bulunur (3-5 mg/100 ml).
Total plazma inmunoglobulinlerinin % 1'inden daha azını oluşturur.
Dolaşımdaki B lenfositlerinin yüzeyinde bulunur
Ayrıca kordon kanında ve lenfatik lösemi hücrelerinde bulunduğu belirtilmektedir.
IgD
Antikor etkinliğinin olduğu ispatlanamamıştır
Yarılanma ömrü 2-8 gündür.
Monomer şeklindedir
Isı ve aside duyarlıdır.
Alternatif yoldan komplemanı aktive edebilmektedir.
Serumda bazı antijenlere (penisilin, insülin, nükleer antijen, trioid antijeni) karşı IgD tipi antikorlar gösterilmiştir.
IgE
Serumda çok az miktarda bulunmaktadır. (0,01 - 0.03 mg/100 ml).
Yarı ömrü iki gündür.
Allerjik olaylarda rol alır.
Tükrük ve nazal sekresyonlarda bulunur.
Helmintiyazlarda serumdaki konsantrasyonu artmaktadır.
IgE
Isıya duyarlı antikordur.
In vitro serolojik reaksiyonlara yol açmaz
Plasentadan geçmediği için fetusta duyarlılık oluşumuna neden olmaz.
Alternatif yoldan kompleman aktivasyonuna katılır.
Fonksiyonlarına göre antikorlar
Antitoksin (IgG türünden
Aglütinin
Presipitin
Amboseptör
Opsonin ve bakteriyosin
Nötralizan veya koruyucu antikorlar
monoklonal antikorlar
Tek bir antijenik determinanta karşı uyarılmış tek tip hücrelerin çoğalması ile oluşan plazma hücrelerinin ürettiği tek tip antikorlardır.
Monoklonal antikorlar
Kullanıldığı alanlar:
1- Hücrelerin tiplendirilmesi. Örn: Lenfosit tipleri
2- Tümörlerin tanı ve tedavisinde
3- Serolojik tanıda
4-Hücre yüzey molekülleri ve salgılanan moleküllerin fonksiyonel izi
Antikorların sentez kuramları
Ehrlich'in "Yan Zincirler
Haurowitz'in Kalıp Teorisi
Burnet'in Klon Seçimi Teorisi
antikor farklılığının genetik seviyede açıklanması
1. Germ Line Kuramı
2. Somatik Mutasyon Kuramı
3.Somatik Rekombinasyon
Memeliler her üç mekanizmayı da kullanırlar.
Antikorların oluşturulması ile ilgili bugün bilinenler şunlardır;
1- Bağışık yanıt olayları Ir genleri tarafından düzenlenir.
2- Antikor yapıcı temel hücreler B lenfositlerdir.
3- Bir kısım antijenler doğrudan doğruya B lenfositlerini uyarabilir.
Antijenlerin çoğunluğu ise B lenfositlerini Th lenfositlerin yardımı ile uyarabilirler.
4- B lenfositlerin antijeni tanımaları BcR ile olur.
Antikorlar....
5-Her antijen determinantı yada benzer nitelikteki antijen determinant gruplarını tanıma ve yanıt verme yeteneğinde belirli lenfosit grupları (klonları) vardır.
6- Antijen ile uyarılan B lenfositleri plazma ve bellek B hücrelerini oluştururlar.
7- Aynı antijenle tekrar karşılamada antijenler kendileri için programlanmış spesifik lenfosit klonları ile ilişki kurar
Antikorlar....
8- Plazma hücrelerinde oluşturulacak H ve L zincirlerindeki değişken (V) kısımların oluşmasını yöneten birden çok sayıda ve değişmez (C) kısımların oluşmasını yöneten bir ya da birçok gen vardır.
Antijenin genler üzerindeki mutasyon etkisi ile çok çeşit antikor oluşturabilme dağarcığı genişler.
Antikorlar....
9- Antikor molekülündeki hafif veya ağır zincirlerinin ayrı ayrı ve amino terminal uçlarından başlayıp sentezlendikleri, sonra disülfid bağları ile bağlanarak ve bu arada gerekli glikoz molekülleri eklendikten sonra hücre dışına salındığı bilinmektedir.
Antikorlar....
10- Bir lenfosit başlangıçta IgM niteliğinde antikorları oluşturur, sonra gen düzenlenmesi ile IgG oluşturmaya başlar.
11- Ts lenfositleri frenleyerek, Th lenfositleri yardım ederek antikor yapımını denetim altında tutarlar.
|