phpKF - php Kolay Forum  
Ana Sayfa  |  Yardım  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
Forumunuz Hayırlı olsun yenilendi

Resim Ekleme

Bu Sayfadaki Bilgiler 04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı
Bu Sayfadaki Bilgiler 04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" Uyarınca Gerekli Durumlarda İletişim Sağlanabilmesi İçin Eklenmiştir. Lütfen Gerekli Durumlarda Kullanınız... İbrahim uzun Esatpaşa mah 3.demiryollu 1201.sk no:28 menemen/izmir/Türkiye email :Uzun_70@hotmail.com
Forum Ana Sayfası  »  Felsefe
 »  AN,ALİTİK

Yeni Başlık  Cevap Yaz
AN,ALİTİK           (gösterim sayısı: 2.097)
Yazan Konu içeriği

boşluk

lovepowerman
[lovepowerman]
lovepowerman

Kullanıcı Resmi

Kayıt Tarihi: 13.09.2010
İleti Sayısı: 2.590
Şehir: İzmir
Durum: Forumda Değil

E-Posta Gönder
Web Adresi
Özel ileti Gönder

Konu Tarihi: 30.09.2010- 01:11
Alıntı yaparak cevapla  


AN,ALİTİK

An,alitik terimi daha çok Kant felsefesinde sentetik (synthetic) terimiyle karşıt anlamda kullanılmaktadır. Sıfat ve İsim olarak kullanıl­ması halinde farklılıklar gösterir.

Kant bilginin kavramlar, yargılar, akıl yürüt­meler olmak üzere üç unsuru ve bunları karşı­layan duyarlık (sinnlichkcit), anlık (müdrike, verstand) ile akıl (vernunft) şeklinde üç mele­kenin bulunduğunu İleri sürer. Yargılar apri­ori ve aposteriori olarak ikiye ayrılır. Bu yargı­lardan a priori olanlar itik, a posteriori olanlar hem itik, hem sentetiktirler.

itik yargılar kavramları açıklamaya, on­ların tanımında saklı niteliği açığa çıkarmaya hizmet eder. Kant'a göre itik yargılar yük­lemin bizzat konu (subject) içinde bulunduğu yargılardır. Burada yüklem bizzat konudan varsayılarak çıkarılır; ona dıştan eklenmemiş­tir. "Her cisim mekanda yer kaplar" yargısı böyledir. Bu yargıda mekan (yüklem), her cis­min kavramında zorunlu olarak vardır. Çün­kü bir mekan kaplamayan cisim yoktur. Konu­nun zımnen kapsadığı bİrşey sadece bir iz aracılığıyla o konudan çıkarılmaktadır. Bu ba­kımdan yüklem, konunun kapsamına bir şey eklemiş olmuyor. Ancak sözkonusu yargının mahiyetini açıklayarak tanımlıyor. Çünkü "ci­sim nedir?" sorusunun cevabı onun "üç boyut­lu şey" tanımının mantıki sonucudur. Onun içindir ki, itik yargılar konu hakkında bil­gimizi artırmazlar; yeni bir şeyler öğretmez­ler. Nitekim Kant'ın itik yargılarının Öz­deş yargılardan başka birşey olmadıkları ileri sürülmüştür. Sözgelimi A A'dir gibi.

Sentetik yargılara gelince; bunlarda yüklem ile konuya birşey eklenmesi sözkonusudur. Başka söyleyişle yüklemin konusunun kavra­nılmasında zorunlu olarak bulunmamasına rağmen, onda bulunan unsurlara eklenen şey­ler ile yeni bilgiler elde edebiliriz. Sözgelimi "her cisim ağırdır" yargısı böyledir. Burada ağırlık, mutlaka cismin kavranmasında onun özünde bulunan bir nitelik değildir. O halde biz, cismi düşününce, zorunlu olarak onun bir ağırlığı da olması gerekmez. Yani "her cisim ağırdır" yargısı, cisme "ağırlık" niteliğini yükle­mekle bize yeni bir şey Öğretmiş oluyor. Sente­tik yargılar sıradan tecrübelere dayanırlar, Çünkü konunun kavranmasında özünde bu­lunmayan yüklemler, ancak tecrübelerle orta­ya çıkarak öğrenilecek niteliktedirler. Buna

karşılık itik yargılar sırf kategorilere daya­nırlar, dolayısıyla a priori, yani Önseldirler.

Kant'a göre matematikteki yargıların tümü sırf tanımlardan çtkarılamadığı için sentetik­tir. Sözgelimi, "Doğru, iki nokta arasındaki en kısa yoldur" yargısı, sadece doğru kavramına dayanmaz. Ayrıca "nokta" ve "yol" kavramları­nı da gerekli kılar. Bu özelliği dolayısıyla bu yargı a priori sentetiktir, çünkü deneyle karşı­tı tesbit edilecek durumda değildir.

Kısacası itik yargılar a priorik, sentetik yargılar ise a posterioriktir. Fakat ayrıca Kant, özellikle matematikte hem sentetik, lıeıfl de a priori yargılar bulunduğunu belirt­miştir ki, bunlara da "a priori sentetik yargı­lar" adını vermiştir. Öte yandan Kant'ın felse­fesinde "Aşkın itik" kavramı da kullanıl­mıştır. O, düşüncemizde a priorik bir takım te­mel İlkeler olduğunu, yani asıl bilgilerimizin önemlibİr bölümünün tecrübeyi gerektirmedi­ğini ve dolayısıyla deneyden önce olduğunu kabul ettiği için, fornıcl mantığın felsefi kısmı­na "aşkın mantık" adını vermiştir. Bunu da iki­ye ayırarak birincisine "itik", İkincisine "Aşkın Diyalektik" demiştir. itik, deneye bağlı olmayarak bilgi üretme hususundaki ka­biliyetimizi tahlil ve o türden olan bilgilerimi­zi, tasavvur ve kavramlara, yani unsurlara irca etmekle uğraşan bilgi dalıdır. İşte Kant'ın "Aş­kın itik" adını verdiği şey budur. "Aşkın Diyalektik ise bu unsurları birleştirmek yolu­nu gösterir ki, mantıkta bu düzenleme Aris­to'ya aittir. Aristo'nun Orgaııon kitabının ba­ğımsız ilk iki kısmına bu terim izafe edilerek birinci kitabına "İlk itikler" İkincisine de "İkinci itikler" denilmiştir. Birincisi "Kı-yas"ın(syllogisme) şekil ve kiplerinin çeşitleri­ni en basit unsurlarına irca edebilmek İçin on­ların çözümlenmesi yolunu gösterir. İkincisi "ispatlama" (argumeniation) ve akıl yürütme kurallarından bahseder. Aslında bu İki kita­bın birbirleriyle pek ilişkisi yoktur. Yine de mantık alanında itikler denilince Orga-non'un bu ilk iki bölümü anlaşılır.

Dil felsefesi açısından "itik" kavramının önemli bir yerinin bulunduğuna da işaret et-mekgerekir. Düşüncelerimizi ifade etmek, kelimeler ile düşündüğümüz şeyi dışlaştırmak is­tediğimizde bir kısım unsurlara başvuruyoruz. itik diller çeşitli düşünceleri, bunları bir­birine bağlayan ilişkileri ayrı ayrı kelime ve sembollerle ifade ederler. Bunun karşıtı olan sentetik dillerde İse, ilişki çeşitli ve basit olma­yan bir kelime ile ifade edilir, tabii ve ayrıntılı düşüncelerin bütünü birbirleriyle çeşitli ilişki­ler kuran bileşik anlatımlardaki temel düşün­cenin etrafında toplanır. Sözgelimi Arapça sentetik dile, bir Örnektir. Buna karşılık Avru­pa dilleri özellikle Latinceden kaynaklanan­lar, itik yapıdadırlar.

itik terimi yöntem bakımından da önemlidir. itik yöntem, bilim ve felsefe­nin akıl yürütme ya da deneyden elde edilme­sine göre İki tür gösterir: Birincisi deneysel iz ve sentez, İkincisi mantıksal iz ve sentez. Geometrideki akıl yürütme veya çıka­rım (İstidlal) ikincisine örnektir. iz yönte­minde İse, çözümlenmesi istenen konudan başlayıp onu unsurlarına ayırma yolu izlenir. İlk öncül çözümlenir ve bunun doğru veya yan­lışlığını isbat edenbir genel öncül ortaya konu­lur. Sentez yönteminde ise bir genel öncülden hareket ederek onun ihtiva ettiği sonuçlar çı-karılırve konunun Önceki şeklinden başka bir-şey olmayan bir öncüle ulaşılır. Suyun unsurla­rına ayrıştırılması ve sonra birleştirilmesi böy­ledir.

İsmail KILLIOĞLU

Bk. iz. [1]





--------------------------------------------------------------------------------

[1] Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, Risale Yayınları: 1/33-34.

http://www.lovepowerman.net/
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası  »  Felsefe
 »  AN,ALİTİK

Forum Ana Sayfası

Forum Yazılımı:   php Kolay Forum (phpKF)  ©  2007 - 2010   phpKF Ekibi

Love Power Man

 RSS Beslemesini Görmek için Tıklayın   RSS Beslemesini Google Sayfama Ekle   RSS Beslemesini Yahoo Sayfama Ekle